Yoksulluğun yüzü
Yazının başlığı bir halk deyişinin çağrışımından esinlenilerek konuldu. Hatırladığım kadarıyla halk deyişinin tamamı şöyledir: “Yoksulluğun yüzü soğuktur.” Bundan hareketle, “yoksulun yüzü soğuktur” şeklinde bir nitelendirilmede de bulunulabilir. Türkçenin söz sanatı alanında kendine özgü anlatım biçimlerini kullanma kıvraklığına dikkat etmek gerektiğini belirtmek yerinde olur.
Yoksulluk öncelikle bir tanımlama olmakla birlikte, nitelendirme imkanını da sağlayan bir kelimedir. Tanımladığı veya nitelendirdiği varlığa göre farklı anlamları içerebilmektedir. Sözgelimi “yoksul toprak” denildiğinde, herhangi bir canlının yaşamasına yeterli, elverişli olmadığı ifade edilir. Fakat toplum bakımından yoksulluk söz konusu olduğunda, bir yandan somut bir tespit yapılmaktadır, diğer yandan birtakım ölçütler göz önünde tutularak bir nitelendirilmede bulunulmaktadır. Bu nitelendirme bazen de bir değer yargısını temellendirmeyi içerebilmektedir. İşte o zaman yoksulluk olgusu birçok konuyu ve sorunu işaret eden bir durumu anlatabilmektedir. Ancak yoksulluk olgusu ve yoksulluk durumu göreceli (izafi) nedenlere, ilkelere, tespitlere, değerlendirmelere, yargılara kaynaklık eden bir olgu ve durum olarak ortaya çıkmaktadır. Çünkü mesela iktisadi bakımdan yoksul olan bir toplum, ülke veya devlet, ahlaki, insani değer gibi manevi veya kültürel değer bakımından farklı bir düzeyde olabilir.
Gerçekten iktisadi, ekonomik öğretiler veya sistemler bakımından........
© Milli Gazete
visit website