menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Hak düşüncesi

12 0
05.02.2025

XIX. yüzyılın ortalarında yaşamış ve düşüncelerini ortaya koymuş olan Fransız hukukçu Alexis de Tocqueville, resmi görevli olarak Birleşik Devletler’e gönderilmiş, dokuz ay incelemede bulunduğu Amerika’dan döndükten sonra, “Amerika’da Demokrasi”* adlı eserini yazar. Hâlâ başvurulan önemli bir kaynak olma niteliğini sürdüren bu eserden “Birleşik Devletler’de Hak Düşüncesi” başlıklı bölümden aşağıdaki satırları alıntıladım. Birleşik Devletler’in, yani Amerika’nın geldiği, yaşadığı, çevresine ve dünyaya yaşatmaya niyetlendiği politikası üzerine farklı bir değerlendirmeye, belki, bir katkı da sağlayabilir(mi?)

“Belli bir hak düşüncesine sahip olmayan hiçbir büyük toplum yoktur-Topluma hak düşüncesini aşılamanın yolu nedir?-Birleşik Devletler’de haklara saygı-Bu saygının kaynağı” konularını göz önünde tutarak şu açıklamaları yapar:

“Erdem düşüncesinin yanında, hak düşüncesinden daha güçlü bir şey olmadığına inanıyorum; daha doğrusu, bu ikisi iç içe geçmektedir. Hak düşüncesi, erdem düşüncesinin siyasal dünyaya aktarılmasından başka bir şey değildir.

Hak düşüncesiyle birlikte insanlar kuralsızlık ve zorbalığın ne olduğunu anlamışlardır. Bu düşünceyle aydınlanan her insan küstahlaşmadan bağımsız olmayı ve aşağılık duygusu hissetmeden itaat etmeyi bilmiştir. Şiddete boyun eğen insan eğilip bükülür ve alçalır; fakat kendisi gibi bir başka insana devrettiği yönetme hakkına boyun eğdiği zaman, bir bakıma kendini yöneten o insandan daha yüksek bir konuma yerleşir. Erdemsiz biri büyük bir insan olamaz; haklara saygı duymayan toplum büyük bir toplum olamaz; hatta diyebiliriz ki, haklara saygı yoksa toplum diye bir şey de olmaz; nihayetinde, bir araya gelen zekâ ve akıl sahibi insanların aralarındaki tek bağ sahip oldukları güç ise bu insanların oluşturduğu birlik nedir?

Günümüzde, hak düşüncesini insanlara aşılamanın ve hatta onlar için elle........

© Milli Gazete