Asrın isabeti
Emsali görülmemiş bir hırsla bilmem hangi memleketin kalelerine şutlanan toplara değil, Hizbullah ve HAMAS’ın Siyonist haşlayan el yapımı roketlerine isabet dilenmelidir. Birincisi elinden ekmeği alınmış kitleleri uyutup toplumsal hamaseti körükleyen bir simülâsyon, ikincisi belki can sıkan, ruh tırmalayan, suçlu ve sorumlu hissettiren buz gibi gerçekliktir. Mehter marşları, asker haykırışları, bozkurt başları, gurbetçi tezahüratları eşliğinde dayanılan surlar, asıl şimdi viyana kapılarını anıştırır. Öyle ki bir maça savaş bilinciyle çıkıldığında yenilgi de o denli yıkıcı olur. Oradan gerisingeri dönerken Almanlara yüklenmek, Çanakkale Savaşlarının genel komutanı Liman Von Sanders Paşa’nın, Amiral Merten Paşa’nın ruhunu incitir. Kemik sızlamasına gelince o, bu topraklarda sadece bir kişiye izafe edilir. Gayrısının ne kemiği ne de vicdanı sızlar.
İsabetli işler bağlamında Hizbullah ve de Kassam füzeleri doğrultusu doğru anlaşılmalıdır. Diğer taraftan eylem yoksunluğu, protesto sıkıntısı, boykot çıkmazı yaşayan memleketin bir avuç genci isabetli davranıp direnişi saray civarına taşır. İnsanlıktan ödün vermemek derdine düşenler elbette isabetli davranır. Herhalde Batı’da saraylara, meclislere, hükümetlere yönelen eylemler, burada asıl sorumlulara ve dahi sorunlulara yöneltilince işin rengi değişir. Pekala eylem dediğin otoriteden izin alıp, kolluk güçleri marifetiyle taşkınlık yapana gaz sıkmak suretinde yürütülür! Ticaret, lojistik, tahkimat sorgulanınca olaysız dağılmak imkânsızlaşır. Onurları, vicdanları, zihinleri tertemiz gençler soluğu karakolda alır; itina ile tutuklanır. Demek sorunların ve sorumluların........
© Milli Gazete
visit website