Asrın İnayeti
İyilik haftalarla, aylarla, yıllarla sınırlanmaz. Öyle sevgililer günü, nişanlılar günü, sözlüler günü, gelin ve de teyzeler günü gibi bir tarih belirleyip arz talep dengesizliği oluşturup ürün satmak ve bu plan programı ‘özel gün’ diye nitelemek dış güçlerin işidir! Her şart ve koşulda durumdan vazife çıkarabilen iç güçler de buna kayıtsız kalamaz. Zira bir yerde pazar varsa orada kâr vardır, rant vardır, ihale vardır, vergi vardır, dörtlü beşli çeteler vardır, biçimsiz ve belli bölge menşeli müteahhitler vardır... Müteahhitlerin orada işi ne diye akla takılırsa yine denmelidir ki onların çökmediği, kurulmadığı, bulunmadığı alan dış olan güçlere mi kalsın diye sorulur! Boş kalan alanları da zaten gelecekte müteahhit olabilme hevesiyle büyüyenler, imar ve iskân dünyasıyla iyi ilişkiler geliştirebilen belediyeler falan doldurur. O kadar ki bu varlık âleminde Beşiktaş, Bakırköy, Çarşamba gibi pazarlarda bile esnafın üç kuruş kârının dışında işgaliye bedeli vardır, kiralanacak tezgâh vardır, zabıtanın, belediyenin gönlünü hoş etmek vardır. Böyleyken sanal ya da somut hiçbir pazara kayıtsız kalınmaz. Pazar yoksa oluşturulur. İnsanlar, ihtiyaçlarını, duygu ve düşüncelerini, ahlâki bağlamda iyilik ve kötülüğü kendileri belirleyecek değildir!
İyilik için bir anlama tutunmak gerekir. İradi olmayan herhangi bir eylem iyilik diye nitelenmez. Kötülüğün anlamsızlığında........
© Milli Gazete
