Kayıp kimlik ilanı
O gün Millî Gazete’yi elinize aldınız. İlk sayfada şöyle bir kayıp kimlik ihbarı olsa mesela…
Müslüman kimliğimizi kaybettik. Hükümsüzdür!
Ya da metni, kayıp birey ilanı gibi girebiliriz.
Kutsal kitabı Kur’an-ı Kerim olan, cihat etmek ile emir olunan, kıldığı namaz ile tanınan, ilmi anlamda insanlığa rehber olan; sancağı tevhit, gündüzleri mücahit, geceleri zahit, Allah’tan korkan, kuldan utanan Müslüman kimliğimizi kaybettik. Görenlerin Gazze ehline müracaat etmesi rica olunur.
Tabii günümüzde Gazze ehli, Müslümanlık konusunda tek yetkili merci…
Önemli evraklarımızı, kıymetli eşyalarımızı hatta sevdiğimiz bir bireyi dahi kaybettiğimiz vakit; gazetelere, internet sitelerine ilan veririz. Bu anlamda biz de en kıymetli kaybımızın ilanını vermeye niyetlendik. Müslüman kimliğimizi arıyoruz. Kimi kayıp tarihimizi Osmanlı ile başlatır. Kimi Haçlı seferlerini işaret eder. Kimisi de Peygamber Efendimiz’in vefatına kadar da dayandırır. Ancak şu yadsınamaz bir gerçekliktir. Biz artık Müslüman gibi yaşayamıyoruz. Kur’an-ı Kerim’in varlığının dahi farkında olmayan kişiler, bilinçli diye bileceğimiz kişilerden çok çok daha fazla…
Peki kimliğimizi neden kaybettik?
Bir şeyin çok nedeni vardır. Ben çok yakın bir tarihten itibaren izah edeceğim, kimlik kaybımızın nedenlerinin sadece bir kısmını… Yüz yıl tarih ilmi için çok küçük bir zaman dilimi olarak görülmektedir. Sonuç kısmında ilk insana döneriz. Şimdilik yüz yıl iyi…
Devletimizi yıktılar. Hilafetimizi kaldırdılar. Eğitim sistemimizi İslam’dan uzaklaştırdılar. Dergâhlarımızı, medreselerimizi, tekkelerimizi, zaviyelerimizi hatta camilerimizi kapattılar. İskilipli Atıf’a kıydılar. Türkçülüğü pompaladılar. Sabiha Gökçen eliyle Dersim’i bombaladılar. Şerif Hüseyin’i hilafetin Arapların hakkı olduğuna inandırdılar. Ümmet arasında milliyetçilik zehrini yaydılar. Bunların tamamını eş zamanlı yaptılar. Bunların tamamı olduktan sonra biz ne yaptık? Ezanı Arapçaya geri çevirdiği için Menderes’i göklere çıkardık. Hâlbuki NATO esaretimiz onun onayı ile başlamıştı. 5816 küfrün nişanesi onun tavizlerinin eseri… Sonra ne mi oldu? Huylu huyundan vazgeçmedi. Kıydılar adamcağıza nahak yere… Verdikleri tavizler de fayda etmedi.
Mevzu bahis dönemlerde yaşayan birçok mütefekkirin ortak kaygısıdır bu aslında… Kimlik kaybı… Mesela Üstat Necip Fazıl’ın,........
© Milli Gazete
