menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Acıyaman’da 6 Şubat

9 0
30.01.2025

Kıyameti gördüm. Ordaydım. Allah’ın gazabını gördüm. Ordaydım. Hallaç pamuğuna dönen gökyüzünü gördüm. Tuzla buz olan betonu, asfaltı gördüm. Ordaydım. Delirmek işleminin nasıl gerçekleştiğini tatbik ettim. Ramak kalmıştı. Ordaydım. İnsanın acziyetini gördüm. Ordaydım. Yerle bir olan şehirler, yıkılan hayaller, silinen hafızalar gördüm. Ordaydım. Anasını kaybeden evlatlar, evladını kaybeden analar, çocukları ile bir başına kalan babalar, kimsesiz kalan evlatlar gördüm. Ordaydım. İnsanların ne kadar güzelleşebileceğini de, çirkinleşebileceğini de gözlerimle gördüm. Ordaydım. İnsanların ölümle burun burunayken dahi yalandan, hırsızlıktan, ahlaksızlıktan, benlik davasından, fuhuştan vazgeçmediklerini gördüm. Ordaydım. Elindeki bir lokmanın yarısını, görevliler ile paylaşmaya çalışan yüce insanlar gördüm. Ordaydım. Nemrud’un, çorba sırasına girdiğini de gördüm. Adı sanı bilinmeyen binlerce Musa’nın kahramanlıklarını da… Ordaydım. İtibardan tasarruf etmemek için kıyametin ortasında dahi milleti perişan eden muhteris devlet yetkililerini de gördüm. Bir çadır kenti tek başına idare eden çoluk çocuk sahibi muhtar ablayı da gördüm. Ordaydım. Manevi duygularla harekete geçen bir halkın bir ülkeyi nasıl ayakta tuttuğunu da gördüm. Çünkü ordaydım.

Deprem anının herkese anlatılması gerektiğine inanıyorum. Hatta bunun için çok boyutlu simülasyonlar üretilmeli… Herkes ibret almalı… Hazırlıklı olmalı… Sabah namazındaki ilk depreme Mardin’de yakalandım. Çok bir şey anlamadım. Ailem, hocalarım, arkadaşlarım, mahallem, çocukluğum, gençliğim orda olduğu için hemen Adıyaman’a yola çıktım. Öğlen gerçekleşen ikinci depreme Adıyaman’da yakalandım. Hava kasvetli diyebilecek kadar kapalı… Yağmur yağıyor… Şebeke çekmiyor… Her tarafta ilk depremin yerle bir ettiği enkazlar, arabalar… Enkazların başında içerideki yakınlarının kurtulma ümidi ile çırpınan, çabalayan, ağlayan, feryat figan insanlar… Herkes bir tenekede ateş yakmış, ısınmak için... Darmadağın olmuş, felaket korkunç bir şehir… İlk defa bir depreme, ev dışında yakalandım. Çok daha kötüymüş. Ev içinde ne olduğunu anlamıyorsun. Veya çok az bile olsa kurtulma ümidin var. Dışarıda çaresizliğin alın damarlarını çatlattığını hissediyorsun.

Uzaktan hızla yaklaşan bir gürültü duydum önce… Kalbim yerinden çıkacaktı. Sonra üzerine bastığım yerin yavaş yavaş sallanmaya başladığını hissettim. Ses yaklaştıkça sallantı artıyordu. Binaların, arabaların, gökyüzünün sallandığını gördüm. Bütün algılarım çöktü. Korkudan kanım çekildi. Kaçacak hiçbir yer yoktu. Deprem anında herkes zihin dünyasını dışarı yansıtırcasına bir sığınak cümle bularak bağırıyor. Kimi “Allahuekber!” diye bağırıyor. Kimi küfrediyor. Kimi susuyor, gözlerini belerterek gökyüzüne........

© Milli Gazete