Krizin nedeni: Yüz çevirmek
Zihin kodlarını, yaşayış tarzını Batı’nın belirlediği günümüz insanı, sahip olduğu bütün konfor temin edici unsurlara rağmen huzurlu değil. İletişim araçlarının, üretim zincirinin, bilimin, sanal dünyanın vs. devasa surette geliştiği ama aynı şekilde doğru orantılı bir surette mutsuzluğun, huzursuzluğun, anlamsızlığın, çıkmaza düşmenin hasılı her yönüyle krizlerin arttığı bir dönemde yaşıyoruz. Her neslin kendinden öncekine özlem duyduğu, dünyanın olanca genişliğiyle insana dar geldiği, garip, tuhaf bir süreçten geçiyoruz. İşlenen suç oranlarının gün, saat ve dakika ile değil saniye ile hesaplanıp ‘’saniyede bu kadar hırsızlık, şu kadar cinayet’’ denildiği Batı toplumları da kör taklidin uçurumun eşiğine getirdiği, faiz, zina, kumar bataklığına saplanmış müslüman toplumlar da aynı şeye muhatap durumda.
Müslüman şahsiyet karşısına çıkan bütün iş ve oluşları hayat rehberi olarak benimsediği Kur’ân-ı Hakîm vasıtasıyla anlar, anlamlandırır. Ona göre kendisine bir yol haritası çizer. Zira Kur’ân-ı Hakîm rotası sabit bir kılavuzdur. Bahsettiğimiz problem bağlamında Allah teala Kur’ân-ı Hakîm’de şöyle buyurur: Kim de benim zikrimden yüz çevirirse, artık onun için sıkıntılı bir geçim/yaşam vardır ve biz onu kıyamet günü kör olarak haşredeceğiz.[1] Bu âyet-i kerîmenin önünde ürpermemek elde midir? Sanki içine düştüğümüz bütün hastalıkların teşhisi bir cümlede ifade edilmiş. Âyet-i kerîmede iki anahtar tabir dikkatimizi çekiyor. Zikir ve yüz çevirmek. Peki nedir zikir? Ne ola ki yüz çevirmek?
Seyyid Kutup (r.aleyh) buradaki ‘’zikir’’ lafzını kişinin Allah Teala........
© Milli Gazete
visit website