İşte yol burada!
Çıkmaza girenlere, karanlıklarda boğulanlara, izini kaybedenlere, ne yapabilirim diye kara kara düşünenlere ilâhî hitâp diyor ki: İşte size Allah’tan bir nur ve apaçık bir kitap (Kur’an) gelmiştir. Allah, onunla rızası peşinde olanları selâmet yollarına iletir ve onları izniyle, karanlıklardan aydınlığa çıkarıp kendilerini dosdoğru bir yola iletir.[1] Rızâ-i Bâri peşindeysen, Allah Teala’ya kul olmaktan başka maslahat gözetmiyorsan, Kur’ân’a tutun ki selâmet sahiline erişesin.
Selâmet kelimesi burada ziyadesiyle önemli. Kurtuluş, esenlik anlamına gelen kelime insan hayatının her cephesini kapsamına alan bir niteliğe sahip. Çünkü tabirde çoğul sigası kullanılarak ‘’yollar’’ deniyor. Hayatın her yönünü içine alan bir selâmet. Yâni Rabbimiz bize ‘’O’nun rızasını gözettiğimiz, bu yolda çabaladığımız takdirde’’ yüce kitabı vasıtasıyla gireceğimiz bir selâmet yurdu vaat ediyor. Şüphesiz, fert olarak nefislerimizde başlayacak olan bu esenlik/selâmet, toplumu ve devleti içine alacak ve bir medeniyet hamlesi olarak varlığını ilan edecektir.
Bu sözleri işiten sahabe-i kirâm, câhiliyeyi, şirk ve zulüm mekanizmasının doğurduğu karanlıkları iyi bildiklerinden cân-ı gönülden bu nidâya ‘’Lebbeyk’’ demişler ve İslâm Medeniyeti’nin zeminini kurmuşlardır. Bu hususta Câfer b. Ebî Tâlip’in (r.anh) Necâşi’nin huzurunda dillendirdiği şu sözler ‘’selâmet yurduna’’ nail olmak için envâi ezaya maruz kalan sahabe-i kirâmın hissiyatını gayet iyi bir........
© Milli Gazete
visit website