Ey Müslümanlar, Birleşiniz!
Rabbimiz âyet-i kerîmede şöyle buyurur: Hep birlikte Allah’ın ipine sımsıkı sarılın. Parçalanıp bölünmeyin. Allah’ın size olan nimetini hatırlayın. Hani sizler birbirinize düşmanlar idiniz de O, kalplerinizi birleştirmişti. İşte O’nun bu nimeti sayesinde kardeşler olmuştunuz. Yine siz, bir ateş çukurunun tam kenarında idiniz de O sizi oradan kurtarmıştı. İşte Allah size âyetlerini böyle apaçık bildiriyor ki doğru yola eresiniz.[1] Ümmetin bölük-pörçük olduğu, herkesin kendi başına buyruk şekilde hareket ettiği, içinde bulunduğumuz fitne sürecinde bu mübârek âyete tutunmaya ne kadar da çok muhtacız! Peki birliği sağlamak için ne yapmalıyız? Nasıl bir yol takip etmeliyiz? Bu yolda karşımıza çıkacak olan engellere nasıl karşı koyabiliriz? Elbette bütün bu sorular ayrı ayrı cevap isteyen, tafsilatlı değerlendirmeyi gerekli kılan sorular. Lakin bir şey bütünüyle elde edilemezse bütünüyle de terk edilmez sözünü bu manada şiarımız olarak benimsememiz ve bazı temel hususları arz etmeye çalışmamız gerekiyor.
Yukarıda verdiğimiz âyet-i kerîmede öne çıkan iki terkip olarak ‘’Allah’ın ipi’’ ve ‘’Parçalanıp, bölünmemek’’ tabirleri üzerinde tefekkür etmemiz gerekiyor. Peygamberimiz bir hadîs-i şerîfinde Allah’ın ipinin ne olduğu bağlamında şöyle buyuruyor: ‘’Gökten yeryüzüne indirilmiş olan hablullah (Allah'ın ipi), Allah'ın kitabıdır.’’[2] Yâni âyet-i kerîmede Müslümanlara, kendisine tutunmaları emredilen ‘’ip’’ Kur’ân-ı Hakîm’dir. Fitnelere karşı müşterek müdafaa zemini mübarek kitabımızdan başka bir şey değildir. Müslümanları bir arada tutacak yegane şey Kur’ân’ın hükümleri, ortaya koyduğu fert, toplum ve devlet tasavvurunun ortak bir zemin olarak benimsenmesidir. Nitekim Kâdı Beydâvî (r.aleyh) âyet-i kerîmenin tefsirinde konuyu açarak şöyle der: Kur’ân istiâre yoluyla ipe benzetilmiştir. Ona tutunmak helak olmaktan kurtuluştur.........
© Milli Gazete
visit website