menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Hangi insana hangi lisan?

5 4
06.01.2025

Üzerinde tebliğ görevi olanlar görevlerini yaparlarken insanlara nasıl yaklaşacaklardır?

Kur’an’da emredilen bir usul vardır. Hz. Musa ve Hz. Harun’a hitaben:

“İkiniz beraber Firavun’a gidin, çünkü o, sınırı çok aştı. Yine de ona söyleyeceklerinizi yumuşak bir üslûpla söyleyin, ola ki aklını başına toplar veya içine bir korku düşer.” buyurulmuştur. (Taha Suresi 43-44)

İnsanlara karşı yumuşak davranmayı emreden başka ayetler de vardır.

Yıllarca hizmet etmekten şeref duyduğumuz Millî Görüş teşkilatlarında bizlere bu kaide öğretilmiş ve halen de öğretilmektedir. Her Millî Görüşçü görevini yaparken bu kaidelere uymaya çalışmaktadır.

Biz maalesef usulü fıkıh veya fıkıh uzmanı değiliz. Lakin zaman zaman düşünmekten kendimizi alamıyoruz:

Ayet-i kerimelere dayanan bu kaide elbette doğru ve gerekli. Ama acaba dahası da var mıdır? Bize noksan mı öğretiliyor? İçinde bulunulan şartlara ve muhatap olunan kişi veya topluluklara karşı tebliğcilerin başka davranış şekilleri de var mıdır?

Hz. Musa ve Hz. Harun, bütün nesillere örnek olarak, gidip müşrik ve kâfir olan Firavun’a yumuşak sözle Hakk’ı tebliğ edeceklerdi. Bunda bir tereddüt yoktur. Ya günün birinde Karun ile karşılaştıklarında nasıl davranacaklardı?

Karun ki, iman etmiş, yıllarca Hz. Musa ve Hz. Harun’a destek olmuş. Sonra zengin olmaya başladıkça servetin emrine girmiş. İmanı zayıflamış. Servetini öne çıkararak böbürlenip debdebeli ve gösterişli bir hayat sürmeye yeltenmiş. Kalabalıkları yalan söyleyip paraya boğarak etrafına toplamaya ve onları kullanmaya başlamış. Bu da onu tatmin etmemiş, servetine güvenerek İsrailoğullarını yönetmeyi aklına koymuş. Bunun için önce peygamber ve İsrailoğullarına lider olan Hz. Musa’nın toplum nezdindeki itibarını yok etmek gerektiğini düşünmüş. Yalan ve iftiralarla işe başlamış. O’na kurduğu tertiplerle ve yaptığı iğrenç zina........

© Milli Gazete