Milletimize ulaşabilmek için teşkilat üslubumuz
Şu anda toplumumuzdaki en önemli sorunlardan birisi toplumun ayrışması, çatışmaya doğru gidiyor olmasıdır. Bunda iktidar kadar muhalefetin de, daha doğrusu ana muhalefet CHP'nin de katkısı vardır. Devlet adamlığından uzak konuşmalar toplumda onarılmaz yaralar açar, açmaktadır. En basit örneği Türkiye'de 1-2 yerli petrol şirketi var ve CHP bunları boykota çağırıyor. CHP'nin boykot çağrısı yaptığı medya dışı kuruluşlara bakarsak hepsi toplumun içinden toplumun bir kesiminden insanlar, gruplar. Espressolab’dan sanki Starbucks’ın yerini aldı diye intikam alınıyor. Yani CHP milleti birbirine karşı boykota, düşmanlığa çağırıyor ve bunu da Filistin davasının yürütülmesinde kullandığımız İsrail boykotuyla kıyaslayarak bir nevi ona alternatif olarak yapıyor, bir nevi İsrail'i kurtarıyor. Onlar onu boykot ediyor biz de bunu boykot ediyoruz gibi basit bir düzeye indiriyor. Biz de AKP ile benzer bir söylem içine düşmüş olma korkusuyla buna yeterli ses çıkaramıyoruz. Biz kınayanın kınamasından korkmadan hakkı söyleriz. AKP’li diye, başka bir partiden diye bir grup boykot edilir mi. Bu toplumu kin ve nefrete tahrik etmek, teşvik etmekten başka nedir. Cumhurbaşkanı’nın da üslubu ortada, o da aynısını yapıyor, çok tehlikeli bir yola doğru ilerliyoruz ve maalesef herkes kime daha çok kızıyorsa onunla tuzağa düşürülüyor. CHP Tayyip Erdoğan'a kızanları manipüle ederek kendi tuzağına çekiyor, Tayyip Erdoğan CHP zihniyetine ve din düşmanlığına kızanları manipüle ederek kendi tuzağına çekiyor. İkisi de yanlıştır, aynı derecede yanlıştır. Bizim bir zamandır yürütülen bu karşılıklı düşmanlık siyasetinden uzak kalmamız lazımdır. Nasıl bu dönemki sorunları ve yanlışları AKP’nin dediği gibi 30 sene 40 sene 50 sene önce CHP'nin yaptıklarıyla açıklayamazsak, mazur gösteremezsek, AK Parti'nin her yaptığına Tayyip düşmanlığı dininde olanlarla birlikte ve aynı açıdan bakarak, demokrasi paravanına sığınarak hayır diyemeyiz. AK Parti, AK Parti'nin yaptıkları ve AK Parti'nin idarecileri ile Ak Partilileri, oy verenleri mutlaka birbirinden ayırmak zorundayız. Milletimizi bunların zulmünden kurtarmaya çalışırken bize oy verecek, bize tabi olmasını istediğimiz bu kişileri idarecileriyle aynı kefeye koyup kendilerine tan ediyoruz, hücum ediyoruz ve sonra da bizi dinlemelerini, bize yaklaşmalarını bekliyoruz. Bu kişileri iktidarı destekler tavırlarını değiştirmeye ikna etmek yerine, verdikleri oydan dolayı sorumluluklarını gözlerine sokarak, sanki yetkili kişiler onlarmış da her şeyi onlar yapıyormuş gibi suçlayarak inançlarında sağlamlaştırıyoruz. Sorgulamaya başladıkları AKP uygulamalarını savunmak........
© Milli Gazete
