“CHP’den daha iyiyiz” demek yeterli mi?
22 yıllık AK Parti iktidarının getirdiklerini sayarken başörtüsü özgürlüğünden başka, İslami hassasiyetleri olanlar, bunu önemseyenler için toplumsal hayatta keyifli ve rahat davranabilme hakkından başka ve özel bir şirketin ürettiği dronlardan başka ortaya bir şey konulmuyorsa idare erki açısından bir sorun var demektir. İnsanların en doğal haklarını ellerinden alan, başörtüsü düşmanlığı yapan CHP zihniyetinden daha iyiyiz diye bir savunma yapılabilir mi? Bu mudur milletin sizden beklediği? Bu kadarcık mıdır? Kendinizi karşılaştırdığınız seviye bu mudur?
20 küsur yılda adam kayırmacılık Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin tarihinde görülmediği noktalara ulaşmışsa bu normal değildir. Resmi bir kuruma giderken insanlar arkadaşına, çevresine “Orada bir tanıdık var mı?” diye soruyorsa bu kabul edilebilir değildir? Bu savunulabilir değildir, bu sürdürülebilir değildir. Eğer bir tanıdığınız olmadan işe giremiyorsanız, en yüksek puanı aldığınız sınavlarda hiçbir yere atanamıyorsanız bunda bir sorun vardır. İşe girmek için iktidar partisinin teşkilatlarına yönlendiriliyorsanız bunda utanılacak bir durum vardır. Eğer bir bağlantınız olmadan, gereğini yapmadan ihale alamıyorsanız, eğer usulüne göre davrandığınızda imar planlarını Ankara’dan yaptırtıp gönderebiliyorsanız bunda bir sorun var demektir. Bunda büyük bir sorun var demektir. Bunları savunmak için “Başörtüsü hususunda, dini duygularımız hususunda CHP’den daha iyiyiz, biz daha hassasız” kıyasını yapıyorsak burada bir sorun var hiç şüphesiz. “Bak CHP 80 yıl önce ne yapmış? 25 yıl önce ne yapmış, hâlâ bu aynı adamlar” diye bir bahanenin arkasına sığınamazsınız. 20 küsur yıldır CHP iktidar olsaydı bu haksızlıklar daha mı iyi olurdu, daha mı kötü olurdu, aynı mı olurdu? 20 küsur yıldır AK Parti iktidarında milli eğitim politikası oluşturulamamışsa, oluşturulmamışsa bunda büyük bir sorun var demektir. Milli Eğitim bakanlarının, milli icraat yapmaya niyetlenenleri arkalarında destek bulamayıp, bilakis fincancı katırlarını ürküttüklerinde görevden alınıyorlarsa bunda çok büyük bir öncelik sorunu vardır. Milli Eğitim bakanlarının ortalama görevde kalma süresi bir-bir buçuk yılı geçmiyorsa bunda bir sorun vardır. Bunda, Milli Eğitim’e sokulmuş kasıtlı bir parmağı fark etmeyen veya umursamayan idarecilerin vebali büyüktür. Bir yılda hangi bakan hangi planı yapabilir, hangi eğitimi planlayabilir? Bu bakan dünyanın en kabiliyetlisi, en iyisi, en ihlaslısı bile olsa, bir sene sonra........
© Milli Gazete
