menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Boykot meselesi üzerine

12 14
03.06.2025

7 Ekim Aksa Tufanı operasyonundan sonra İsrail’in Gazze’ye uyguladığı sistematik soykırıma karşı tepki olarak ön plana çıkan konulardan biri İsrail ürünlerinin ya da İsrail’e destek sağlayan Yahudi sermayesine ait ürünlerin boykot edilmesi meselesiydi. Bu konu uzun süre özellikle sosyal medyada gündemde tutuldu. Boykot ürünlerinin listelendiği internet siteleri ve mobil uygulamalar hazırlandı. Boykot süreçlerinin sonunda dünya genelinde, özellikle Batı’da boykotun Yahudi sermayesine ait işletmelere önemli ölçüde zarar verdiğine ilişkin istatistikler yayınlanırken, boykot meselesi özellikle ülkemizde ciddi tartışmalara neden oldu. Ülkemizde özellikle bir kesimin İsrail’e karşı verilecek tepkiyi bireysel bazda boykot bağlamına hapsetme girişiminde olduğuna dair eleştiriler oldu. Son dönemde ise boykot bilincinin kaybolduğuna ilişkin serzenişler yeniden yükselmeye başladı. İşte bu yazının yazılma nedeni son dönemde ortaya çıkan boykot bilincinin kaybolduğu şeklindeki eleştiriler çerçevesinde meseleyi acizane değerlendirmektir.

Her şeyden önce boykot bilinci reaktif bir davranış bilinci olmamalıdır. Yani sadece savaş ve gözle görülür zulümlerin yaşandığı süreçlerle sınırlı kalmaması gereken, hayatımızın tüm aşamalarında, tüm alanlarında tüm tercihlerimize yön veren bilinç olması gerekir. Zira boykot ettiğimiz markaların çok büyük bir kısmı sapkın inançlarının gereği olarak ürettikleri ürünlerin içeriklerinde insana, toprağa ve ekinlere zarar verecek........

© Milli Gazete