menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Uhdud ashabının sarsılmaz imanı

15 0
21.02.2025

İslamiyet’in ilk yıllarıydı… Mekke müşrikleri başta Peygamber Efendimiz (asm) olmak üzere Müslümanlara müthiş işkence ve eziyette bulunuyorlardı. Hz. Yasir ve eşi Hz. Sümeyye, işkencelerle şehit edilmişti. Oğulları Ammar’ın başına demir maske geçirilmiş, vücudu kızgın demirle dağlanmıştı. Bilal-i Habeşi ve diğer Müslümanlar da dehşetli işkence görüyorlardı. İşte o günlerde sahabeler, Peygamber Efendimiz’e (asm) gelerek hallerini arz etti. Peygamber Efendimiz (asm) onlara şu cevabı verdi:

“Sizden önceki ümmetler içinde mü’min bir adam tutuklanır, onun için bir çukur kazılır ve o çukurun içine konulurdu. Sonra bir testere ile başından aşağı ikiye biçilir, eti ve kemiği demir tarak ile taranırdı. Fakat bütün bu yapılanlar yine de onu dininden döndüremezdi. Yemin ederim ki Allah, mutlaka bu dini hâkim kılacaktır. Öylesine ki yalnız başına bir atlı, Allah’tan ve sürüsüne kurt saldırmasından başka hiçbir şeyden endişe etmeksizin San’a’dan Hadramevt’e kadar emniyetle gidecektir. Ne var ki, siz sabırsızlanıyorsunuz.”

Peygamber Efendimiz’in (asm) buyurduğu gibi, geçmiş ümmetlerden zulüm gören taifelerden biri de “Uhdud Ashabı” idi. “Uhdud” uzun ve derin hendek demekti. Müslüman topluluk, kadın, çocuk, yaşlı denilmeden çok derin kazılan ve içine ateş yakılan bir hendeğe atılarak şehit edilmişlerdi. Buruc Sûresi’nde haber verilen bu hâdiseye âyetlerin meâli ışığında bakalım:

“… İçi yanan ateşle dolu hendeğe atılanlar (yakılarak) öldürüldü. Yakanlar da........

© Milli Gazete