Sarıkamış’ta canlarımız nasıl dondu? (7)
Sarıkamış Harekâtı’na katılan subaylardan Albay Arif Bey’in söylediklerine bakalım: “Artık hangi mevkide olursa olsun her şahıs kendi hayatı ile uğraşmak zorunda kaldığından, torbada cepte saklanan peksimet kırıntıları ve Bardız’da bulabildikleri şekerleme ve şeker parçalarıyla nefislerini doyurmaya çalışıyorlardı. Gıdasızlıktan dolayı vücudun harareti kaybolduğundan, donma vakaları artmakta ve hayatta kalanlar da aynı araza uğrayarak hayaletler gibi serseri vaziyette dolaşmaktaydılar. Hayvanlar ise çam yapraklarını yemediklerinden ayakları ile karı eşeleyerek bulabildikleri ot saplarını ve fırsat buldukça birbirlerinin semerlerini kuyruk ve yelelerini kemiriyorlardı. Yiyecek vaziyeti böyle olmakla beraber muharebe meydanının hiçbir tarafında akarsu dahi yoktu. Karavanalarda ısıtılarak eritilen kar suyunu ise hayvanlar bile içmiyordu.”
Askerlerin elinde kalın gövdeli ağaçları devirecek sağlam balta ve testerenin olmadığını anlatan Albay Arif Bartın, bu yüzden orman içinde bulunulduğu halde ateş yakılarak ısınmanın da mümkün olmadığını belirtiyor.
Albay Arif, giyim konusunda zayıf olan askerlerimizin, bölgenin hava şartlarında çizmelerinin gündüz ıslandığını, gece ise donduğunu anlatarak, rutubeti alması için çizmelerin içine arpa doldurduklarını dile getiriyor.
Kafkas cephesinde girişilen ilk muharebelerde başarılar elde eden ordumuzun, Erzurum Şenkaya’ya bağlı Bardız köyünü geçtikten sonra bocaladığını, bunun sebebinin ise arazinin mükemmel bir........
© Milli Gazete
