menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Mezhepler haktır “Taassup-u mezhep” sakattır

11 42
07.02.2025

Molla Muhammed Doğan Hocam, âlem-i İslam’da ilim cihetinden eşine ender rastlanan bir âlimimizdir. Cenab-ı Hak kendisinden ebediyen razı olsun, tefsir, hadis, fıkıh, akaid başta olmak üzere birçok İslâmî ilimlerde zatıâlilerinden pek çok istifade ettim. Son ziyaretimde konumuz mezheplerdi. Zihnime takılan birçok meseleyi görüştük. “Mezhepler terk edilemez. Mezhepler haktır. Mezhepsiz olmaz. Mezhepler inkâr edilemez. İlla bir mezhebi taklit edeceğiz. Benim üzerinde durduğum husus, taassub-u mezhep… Taassub-u mezhep yanlıştır.” dedi. Mezhep taassubuna dair birçok misaller verdi. “Babam hacca gittiğinde şahit olmuş. Dört mezhep imamına mensup imamlar namazları ayrı ayrı kıldırmışlar. Birçok tarihî camide dört mihrap var. Bu yanlış.” Hocam, bu taassub-u mezhebin yanlışlığına dair pek çok misal verdi. Bir tanesini nakledeyim: “Mesela, Şafii mezhebine mensup bir kimse hanımına eli dokunsa abdesti bozulmuş oluyor. Zarureten namazını kılsa ne olacak? Haşir meydanında, kendisine ‘Sen abdestin bozulduğu halde o şekilde namaz kıldın, 80 sene cehennemde yanacaksın’ mı denilecek. Hanefi mezhebinde olanlara ise bir şey denilmeyecek. Böyle olur mu?”

Şafii mezhebine tabi olan kardeşlerimiz hacca ve umreye gittiklerinde Hanefi mezhebine tabi olmaktaydılar. Zira tavaf ve sa’y esnasında ellerinin bir hanıma dokunma ihtimali vardı. Taassub-u mezhep edenlerden biri de bendim. Hocama kendimden misal verdim: “Arkadaşlarla yolculuğa çıktığımızda, arkadaşlar namazı cem ederek kılıyorlardı. Ben ise Hanefi fıkıh kitaplarını okumuş ve cem........

© Milli Gazete