menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Güvenoyu

9 0
15.04.2025

Neredeyse hemen her yıl duyduğumuz “enflasyonu yendik, belini kırdık, en zoru geride kaldık” açıklamalarını bu sene de işittik. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, 2023 seçimlerinin ardından göreve gelip de “enflasyonla mücadele programı” adlı “adı konmamış IMF reçetesi”ni uygulamaya geçirdiğinde 2 sene zorlanacağız, 2026’da rahata ereceğiz minvalinde konuşmuştu halbuki.

Ne oldu da 2026’dan 2027’ye sarktı “güzel günler” müjdesi? Bunun sebebini açıklamayı düşünürler mi acaba? Yatırımcı toplantılarında küresel rantiyeyi iknaya harcadıkları çabanın çok azını halkı aydınlatmak için de harcamayı düşünürler mi acaba? Neler yaşandı da belini kırdığımız, zor olanı geride bıraktığımız enflasyonla mücadelede “güzel günler” 2027’ye ertelendi?

Kötü ekonomi, hayat pahalılığını, geçim sıkıntısını konuşmayıp, tartışmayıp, eldeki medyada gündem yaptırmayıp bu “gerçek gündem” yerine afaki meselelerle toplumu oyalamak ve uyutmak, belki kısa vadede seçim kazandırabilir. Ancak orta ve uzun vadede fayda falan getirmediği gibi büyük zararlara neden oluyor. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçildiği 2018’den beri hem ekonomideki krizi de aşan buhran hali, hem de bunu toplumsal yansımaları, toplumu içten içe kemiriyor, neden olduğu zararlar “kayıp nesiller” ortaya çıkaracak vahamette karşımıza çıkıyor.

Aslına bakılırsa, Türkiye’nin ve halkın gündemi, yeni anayasa değil, hele ki iktidarın........

© Milli Gazete