Gelir Eriyor!
Uygulanan iktisat politikalarının ve iktisadi modellerin doğru sonuçlar verip vermediği, başarılı olup olmadığı nasıl anlaşılır, ölçülür? Elbette ki birçok ekonomik gösterge, veri, istatistik makro ve mikro ölçekte ekonominin nabzını tutar, gidişatı gösterir. Politika uygulamalarıyla ilgili gerçeğe yakın sonuçlar ortaya koyar.
Ancak sokaktaki vatandaş açısından en anlamlı gösterge reel gelirinin artması, hayat standardının yükselmesi ve geçim sıkıntısının azalması veya ortadan kalkmasıdır. Sokaktaki vatandaş misal faizdeki artışın talebi kısıtlamasından, finansmana ulaşmanın zorlaşmasından vs anlamayabilir, ancak hayat pahalılığını da, geçim sıkıntısını da, “çarkı döndürmenin” zorlaşmasını da, bir yerden kısıp diğerine ağırlık vermekten de politika yapıcılardan çok daha iyi anlar.
Son 5 yılda, muhtemelen iktisat tarihine büyük bir fiyasko olarak geçecek olan ve merkezinde Türk halkının olduğu bir “ekonomik deneye” maruz kaldık. Özellikle Eylül 2021’deki saçma sapan faiz indirimiyle birlikte çok kısa sürede yüzde 20’lerden yüzde 85’e, ki o da kimselerin güvenmediği resmi veri, fırlayan enflasyon, kısa bir sürede büyük bir fakirleşme dalgası olarak üzerimize çöktü. Halkın reel geliri kısa sürede süratle azalırken, her zamanki gibi rantiyenin, paradan para kazananların kazançları patladı.
Kredi kartlarına, dolayısıyla bankalara bağımlı hale getirilen insanların bu bağımlılığı daha da arttı, pekişti. Bankaların kar ettikleri senelerin karlarını bile 4’e, 5’e katladıklarına şahit olduk. Kur Korumalı Mevduat sistemiyle fakirden zengine doğru bir servet transferi de gerçekleştirildi.
Eriyen reel gelirler........
© Milli Gazete
visit website