Bu kriz hiçbir şeye benzemiyor!
Türkiye’nin siyasetten düzensiz göç meselesine, ahlaki yozlaşmadan eğitim, sağlık, adalet gibi temel alanlardaki yetersizlik ve zafiyetlere, gençlerin geleceğe dair karamsarlığından bir türlü çözülemeyen yüksek kiralara, sokak köpeklerine, kamudaki israfa, torpile, adam kayırmacılığa mülakat kılıfı geçirilmesine vs vs kadar yığınla sorunu yer alıyor. Bunlara dair bir çözüm umudu veya gayreti görülemediği gibi bu sorunların katlanarak büyüdüğünü gördük, görüyoruz, bu gidişle yeni nesiller de görecek.
Bu yığınla ciddi mesele arasında en önemlisi şudur demek zor olsa bile, yine de en önde geleni olarak kötü ekonomi politikaları kaynaklı yüksek enflasyon, hayat pahalılığı ve toplumsal fakirleşme gösterilse yeridir. Kendi beceriksizliğini ve yanlış politikalarının neticesi olarak enflasyonu patlatan ve halkı süratle fakirleştiren siyasi iktidar, bundan ötürü çıkıp bir pişmanlık ve özür dileme belirtisi bile göstermediği gibi güya çözümü de halkın kesesinde arıyor. Kemer sıkarak, yeni vergiler yükleyerek, ücretlere zam yapmayarak enflasyonu düşürecekler güya! Sanki enflasyonun neticesi vatandaşmış gibi bütün faturayı halkın sırtına yüklüyorlar ve 2026’dan sonrası için hedef gösteriyorlar. Muhtemelen kendileri de biliyor enflasyonu düşüremeyeceklerini ve yönetilen bir yoksullukla yetinme yoluna gidecekler belki de.
Enflasyonun müsebbibi vatandaşmış gibi sürekli halkı fakirleştirmeye yönelik tedbirler açıklanırken, kamudaki israfı önlemek adına somut olarak hiçbir şey yok. Açıklanan kamuda tasarruf paketi çalışanların servislerini kaldırarak veya A4 kağıt kullanımını azaltarak tasarruf........
© Milli Gazete
visit website