menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

“Görülen lüzum” üzerine..

13 0
25.02.2025

Siyasette her dönemde bir tabir ortaya çıkıyor ve adeta zamanın ruhunu bir çırpıda özetleyebiliyor.

Özal döneminde “benim memurum işini bilir” ifadesi bugün hala hafızalardaki yerine koruyor. 1980’deki 24 Ocak Kararlarıyla küresel ekonomik nizama entegre olma süreci başlarken, 80’ darbesi ile de siyasi manada bir değişim-dönüşüm ve küresel siyasi nizama entegrasyon süreci söz konusu olmuştu. Sonrasında gelen Özal dönemi de neoliberal ekonomi politikalarının hayata geçirildiği, Türkiye’nin küresel ekonomik sistemle bütünleşirken sosyoekonomik olarak da bunun sıkıntılarını çektiği bir dönem olmuştu.

O dönem başta kafalarda yaşanan bu değişim-dönüşümün en başat niteliklerinden biri de çiğ bir pragmatizm etrafında şekillenen ve “benim memurum işini bilir”le somutlaşan Makyavelist düşünüş tarzıydı.

Elbette ki, bu zihniyet kendisini siyasi sahada da gösterdi. Önceki dönemlerde de çok erdemli ve ahlaklı olmayabilir ancak sonrasındaki siyasi iklimde bu pragmatizm neredeyse vaka-i adiyyeden görüldü ve “siyasetin doğası” diye bir kavram uydurularak içselleştirildi.

Aslına bakılırsa tüm mesele, kapitalist ahlakın (veya ahlaksızlığın) pragmatizm elbisesine sarılmasıydı. Bu düşünüş tarzının yansıması olarak da o dönem usulsüz işler yapan kamu görevlileri için “benim memurum işini bilir” denebildi. Bu ifade zamanın ruhunu özetleyen öz bir........

© Milli Gazete