Siyasetin seçmen ile yüz yüze iletişime ihtiyacı var!
Siyasi partiler ile seçmenler arasındaki bağın gün geçtikçe zayıfladığına yönelik tespitlere hep birlikte şahitlik ediyoruz. Bu tespite dayanak teşkil edecek sayısız araştırma, kamuoyu yoklaması bulunmakla birlikte sokağa çıkıldığında bunun kolaylıkla fark edilebilecek bir düzeyde olduğunu görmek de mümkün.
Elbette bu durum kırmızı alarm seviyesinde bir uyarı olarak kabul edilmelidir. Zira bir toplum ülkenin sorunları karşısında çözüm adresi olan mercilerden, yani siyasi partilerden ümidini kesmeye başladığında bu durum çok daha büyük tehditlerin kapıda olduğuna işaret etmektedir.
Onun için siyasi partilerin meseleyi ciddiyetle ele almasında yarar bulunmaktadır. Bu noktada bazı tespitlerin yapılması gerekmektedir.
Seçmenlerin partilerden uzaklaşmasından bahsettiğimizde öncelikle doğal olarak ana akım partilere değinmek icap etmektedir.
Demek ki; iktidar ve ana muhalefet, ülkenin sorunlarını çözemiyor veya bu sorunlara karşı çözüm reçetesi sunamıyor. Elbette partiler ya da taraftarları kendilerince bu tespite karşı bir savunma geliştirebilirler, ancak unutulmamalıdır ki; hâkim kanaat kısa sürede gelişen bir niteliğe sahip değildir. Şayet ana akım partilerin ortalama seçmen nezdinde olumsuz intibaı varsa bu bir süreç içinde ve icraatların takip edilmesiyle gelişmektedir. Kaldı ki, yalnızca ortalama seçmen düzeyinde değil parti tabanlarında dahi hâkim kanaatin yaygın olduğu görülmektedir.
Bugün Türkiye’de bir yandan iktidar partisi tabanında “metal ve mental yorgunluk” söyleminin ciddi karşılık bulduğu........
© Milli Gazete
