Almanya’da seçim: Popülizm ve suni gündemler
Erken seçim kararının ardından Almanya, 23 Şubat’ta sandığa gidiyor. Şansölye Merkel’in ardından beklenen performansı gösteremeyen Scholz koalisyonu için zorlu geçeceği öngörülen seçim, yalnızca Alman toplumu açısından değil Avrupa Birliği’nin geleceği başta olmak üzere bölgesel ve uluslararası dengeler bakımından da merak uyandırıyor.
Zira Almanya’da seçim süreci iki ayrı açıdan dikkat çekiyor. Bunlardan ilki; ortalama Alman toplumunun gündemi ile siyasi partilerin gündemi arasında oluşan farkın dikkat çekici seviyede olmasıdır. Yapılan araştırmalara yansıdığı kadarıyla, vatandaşın gündeminde daha ziyade ekonomik sorunlar yer alırken siyasi partilerin gündeminde ise güvenlikçi politikalar öne çıkıyor. Toplumu temsil konumundaki siyasi partiler niçin vatandaşın gündemini değil de kendi gündemini öne çıkartıyor sorusu esasında Alman siyasetinin işlevsizleşen, tıkanan yapısının tartışılmasına imkân sunuyor. Diğer bir ifadeyle, gerçek sorunlara çözüm üretemeyen siyasetin, suni problemler oluşturarak var olan açığını gizlemeye çalıştığı şeklinde bir okuma yapmak mümkün hale geliyor.
Seçim sürecinin ikinci diğer önemli konusu; siyasetin gündemini güçlü bir şekilde domine eden göç ve göçmen tartışmaları ile İsrail lehine yürütülen soykırım destekçiliğinin seçim sonuçlarını etkileme potansiyelinden oluşuyor. Nüfusuna oranla Avrupa’da en fazla göçmen barındıran ülkelerin başında yer alan Almanya’nın göç olgusunu halen yönetilebilir hale getirememesi zaten başlı başına bir sorun teşkil ediyor. Hâlbuki demografik verilerin net bir şekilde ortaya koyduğu ve esasında Alman toplumunda konu ile........
© Milli Gazete
