Peygamberlik, hilafet, siyaset
Peygamberlerin hilâfeti/siyasi konumları, görev ve yetkileri, egemen zalim güçler tarafından insanların dikkatinden uzak tutula gelmiştir. Onların özellikleri inanç ve ahlâk kavramlarıyla/konularıyla sınırlandırılmış, hukuk ve siyaset yok sayılmıştır.
Hz. Musa as ile Firavun arasındaki mücadele; hak-batıl, tevhid-şirk, adalet-zulüm, özgürlük-esaret, düzen/din/egemenlik mücadelesi değil miydi?
*Allah Teâlâ, peygamberlerini yeryüzünde “iyilikleri emretmek, kötülükleri de yasaklamak” göreviyle göndermiştir.” (İ.Gazzali r.h.) *Ümmet âlimlerinin çoğunluğu, şeriatın, dünya ve ahirette kulların maslahatlarını gerçekleştirmek için indirildiğinde görüş birliğindedirler.” (İbnul Kayyım r.h.) *Hadid/25. ayeti, bütün semavî mesajların maksadının, yeryüzünde adaletin sağlanması olduğunu bildirir.” (Prof. Dr. Yusuf el Karadavi r.h.).
*Allah’a ve Rasulu’ne itaat edenler, kendilerine nimet verilen nebiler, sıddıklar, şehitler ve salihlerle beraber olacaklardır. Onlar ne güzel arkadaştırlar.” (Nisa/69) *Ey müminler! Allah’a, Rasulu’ne ve sizden olan emir sahiplerine de itaat edin. İhtilafları, Allah’a ve Rasulu’ne arz edin...” (Nisa/59) *Resulü’ne biat eden, Allah’a biat etmiştir...” (Fetih/10)
*Biz, bütün peygamberleri, Allah’ın cc izni/emri doğrultusunda, kendilerine itaat edilsin diye gönderdik.” (Nisa/64). *Her ümmete: Allah’a cc kulluk edin ve taguttan kaçının” diye tebliğde bulunan bir peygamber gönderdik…” (Nahl/36)
Kulluk ile hilâfet, O’nun (sav) şahsında, en güzel bir şekilde temsille hayata yansıtılmıştır. Tebliğde ve temsilde mükemmellik...
Rasulullah (sav), her yönden bütün insanlara en güzel örnektir. Abdiyyette/kullukta da hilâfette/imamette/devlet başkanlığında da en güzel örnektir.
*Resulullah (sav) insanlara nisbetle Halifetullah/Allah'ın dünyadaki temsilcisi/vekili/hükümdar, Allah Teâlâ’ya nisbetle de bir kuldur. Önce kul, sonra Resûl. Abduhu ve Resulühu… Hükümranlık/egemenlik sınırı, kulluk sınırlarını aşamaz; kulluk sınırları, rububiyet, uluhiyet, mabudiyet sınırlarının içindedir. Rasulullah’ın (sav) da Allah Teâlâ’nin hükümlerine/emir ve yasaklarına muhalefeti/aykırılığı söz konusu değildir. Allah'a cc ve Resulü’ne (sav) itaat, kayıtsız ve şartsızdır; emir sahiplerine itaat ise şeriatla/marufla sınırlıdır; aykırı olamaz; aykırılıkta insanlar için itaat sorumluluğu yoktur… Resulü'ne (sav) itaat, Allah Teâlâ’ya itaattir. Müminler, Rasulu'ne (sav) ittiba/itaat ederek, Allah'a cc kulluk edebilirler.
“DİN kelimesi Kur’an’da hem uluhiyyeti hem de ubudiyyeti ifade etmektedir. Buna göre din, Halik ve Mabud olan Allah’a nisbetle “hâkim olma, itaat altına alma, hesaba çekme, ceza-mükâfat verme”; mahluk ve abid olan kula nisbetle” boyun eğme, aczini anlama, teslim olma, ibadet etme”dir. Din de bu iki taraf arasında münasebeti düzenleyen kanun, nizam ve yoldur.”: *Allah Teâlâ ile insanlar arasında ruhlar âleminde karşılıklı bir sözleşme yapılmıştır. (Araf/172) * Bu sözleşmemizle/ahitleşmemizle, “işittik, itaat ettik” ahdimizle dünyada sınavdayız. (Maide/ 1, 7 Mülk/ 2, İnsan/2), Allah Teâlâ’nin iradesine, rızasına,........
© Milli Gazete
visit website