Hamaset değil Cihad
Kardeşim! Zamanımız; müminler için hamaset zamanı değil, cihad zamanı… Siyonist "Arz-ı Mev’ud" haritası ortada iken; vatanımızın bir kısmı da bunun kapsamında iken; Filistin de ecdattan bize emanet, miras ve vakıf iken; Netanyahu elinde projesiyle, ortağı ABD Dışişleri Bakanı da alnında 'haç" ile iki milyar Müslüman’a meydan okuyorken ve yetkili Siyonistler "din" ve "medeniyet" savaşı yaptıklarını açıkça haykırıyorken bize hamaset yakışır mı? Ayrıca bu din ve medeniyet cepheleşmesinde/savaşında, bizim devlet ve halk olarak yerimiz/safımız neresi? Bu savaşı sürdürenlere göre Türkiye nerede/hangi safta? Hem ülke hem de halk olarak... Biz, hangi safa/dine/medeniyete aitiz? Konumumuzu, safımızı, kimliğimizi yeniden gözden geçirme zamanı gelmedi mi?
Müslümanlar olarak, "birlikte tükürsek boğacağımız Siyonistlere neden tüküremiyoruz"? Sadece sınırlar, yürüyenlere açılabilse Gazze kurtulmaz mı?
Ne yazık ki, bozguncu Siyonist projeler; halkı Müslüman ülkelerin, işbirlikçi/taşeron yönetimleri eliyle, halklara rağmen yürütülebiliyor!
Halkının büyük çoğunluğu Müslüman olan ülkelerin işbirlikçi yöneticileri, izzeti ve güvenliği, Siyonistlerde arayacağına, Allah Teala’nın katında/velayetinde arayabilseler hem kendileri hem de halkları izzet ve güvenliğe kavuşabilir. Çünkü izzet de, güvenlik ve kurtuluş da ancak İslam’dadır. Başka adreslerde arayanlar, zilletten kurtulamazlar. (Ankebut/41, Münafikun/8)
İslam’ın hakikati; doğru bilinmesi, tebliği ve temsili sorununda, ne yazık ki, İslam düşmanları gibi, İslam’ı istismar eden, doğru tebliğ ve temsil edemeyen “ülema” ve “ümera”(?!)nın da payı/vebali vardır. İslam, sadece karşıtlarının değil, Müslümanlar olarak bizim elimizde de esirdir/tutsaktır. Tevhid, gerçekte adalet ve özgürlüktür...
GAZZE olayı, bir gerçeği daha ortaya çıkarttı: Dünyada/her coğrafyada, halkının........
© Milli Gazete
