Değişmeyen batı zihniyeti ve biz
Kendi kendimizle kavgalıyız, boğuşup duruyorken dışımızdaki dünyada neler olup bittiğinin ayırtına bile varılamıyor. Varılsa da önemsenmiyor. Dışımızda bir dünya dönüyor kendi doğasında. Müslümanların bütünleşemeyişlerinin temel nedeni çok basit olmasına karşın bir türlü bu ayrıntılar giderilemiyor. Ya da ortak düşünce alanları oluşturulamıyor, böyle bir çaba da görülmüyor. Çatışma alanları daha çok öne çıkıyor, bunların üzerine bir yaşama tarzı kuruluyor.
Çıkmazlar çıkmazlara ulanıyor, artıyor, bir türlü önü alınamıyor. İnsan ilginç bir varlık. Kendisine uyarılar olmasına karşın bunları genel anlamda göz ardı ediyor, unutuyor ya da umursamıyor.
Elbette derdimiz Müslümanlar yani kendimiz, yanı geleceğimiz ve olabilecekler. Abartılan ve kimi zaman da aşırı bir öfkelere neden olan da zihnen Batı düşüncesine kapılış onun içinde kendine bir yol buluştur. Önü alınmayan bu uçurum düzleminde yaşıyor olmamız ve yaşamaya devam etmek zorunda oluşumuz. Gelinen yol ve gidilecek yolun değişmiyor gerçeği.
Müslümanların parçalanmışlığı bir dönem tam anlamıyla Batı düşüncesine dayalı ideolojikti. Bunların görünürde olmamalarına karşın kimi farklı çevreler aynı düzlemde buluşuyorlar, buluşabiliyorlar. Bunlar ideolojik........
© Milli Gazete
