Herif herif götür beni şehre, yoksa atarım kendimi nehre!
Köylerde yaşayan genç kızlar için şehir bir kurtuluştu, bir zamanlar!
Hele hele İstanbul, taşı toprağı altındı!
İstanbul’da çalışan -ne iş yaparsa yapsın!- bir delikanlı bulduysa hayatı kurtulmuştu!
Radyolarda dinlediği (anılan dönemlerde köylerde henüz televizyon yoktu), şehirden köye gelenlerin ballandıra ballandıra anlattığı şehir hayatı ışıl ışıl, renkli dünyalara kucak açan, pembe dünyaları hayal ettiren bir efsaneydi.
Şehir hayatı, kaf dağının ardındaki rüya gibi bir hayattı, adeta!
Özgürlüğe ulaşmanın ilk kaçış basamağıydı.
Köyde durup da ne yapacaktı?
Her sabah erkenden kalkıp malı davarı otarmaya mı gidecekti, dağlara, yaylalara, otlaklara?
Daha nemli olduğu ve biçmesi daha kolay olduğu için güneş doğmadan tarlaya ekin, fiğ, yonca, ot biçmeye mi gidecekti? Günlerce güneşin yakıcı sıcağı altında…
Ya da ancak kendilerine yetecek kadar bağ bostan işlerinde mi çalışacaktı? Çapa mı yapacaktı, sebzeleri mi sulayacaktı?
Ya da tüm bu işleri yapmasa bile yapanlara hizmet mi edecekti?
Kışın o zorlu şartlarında aylarca soba mı yakıp temizleyecekti?
Ahır temizliği ve hayvanların bakımı, yaz aylarında da koyun, keçi ve ineklerin sağımı başlı başına bıktıran zahmetli işlerdi.
Oysa şehir hayatı böyle miydi?
Sahi, nasıldı şehir hayatı?
Modern denilen şehir hayatında kadınlar; eşlerimiz, annelerimiz, bacılarımız, teyzelerimiz, halalarımız bu renkli, ışıl ışıl hayatlardan yıllar eskidikçe ne kadar memnun kaldılar, sahi?
“Herif herif götür beni şehre, yoksa atarım kendimi nehre!” diyerek eşlerine baskı yapan kadınlar, şehirlerin geldiği bu kaotik, çocuğunu sokağa çıkaramaz ortamından ne kadar memnun ve mesrur kaldı?
EVSİZLERE YAZ-KIŞ DESTEK!
Evsizleri bu köşede çok yazdım…
Sadece İstanbul’da 10 binden fazla evsiz var.
Türkiye çapında 100 binden fazla evsiz…
Suriyeli sığınmacılardan sonra bu sayıların çok daha fazla olduğunu söyleyebiliriz!
Hayatları son derece zor şartlarda devam ediyor.
Aralarında öyleleri var ki iş hayatından gelme…
Öyleleri var ki birtakım........
© Milli Gazete
