menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Ticaretin Ötesinde

18 0
14.04.2025

ABD ile Çin arasında yıllardır süregelen ve her geçen gün şiddetini artıran ticaret savaşı, artık yalnızca bir gümrük tarifeleri meselesi olmaktan çıkmış durumda. Bu mücadele, ekonomik boyutunun ötesinde; normatif değerler, teknolojik üstünlük, stratejik ittifaklar ve ideolojik hegemonya üzerinden yürüyen sistemsel bir çatışmanın habercisi. Küresel düzenin yeniden şekillendiği bu dönemde, karşılıklı hamleler adeta satranç tahtasında oynanan kritik hamleleri andırıyor. ABD-Çin mücadelesi, dünya siyasetinde yeni bir çağın kapılarını aralarken, Türkiye gibi yükselen güçlerin pozisyonları da bu karmaşık denklemde her zamankinden daha önemli hale geliyor.

Merkantilist teori, uluslararası ticareti sıfır toplamlı bir oyun olarak görür. Bu bağlamda Trump yönetiminin Çin’e karşı başlattığı gümrük vergileri hamlesi, yalnızca ekonomik değil; stratejik bir güç mücadelesidir. Çin’in teknolojik atılımları ve "Made in China 2025" gibi projeleri, ABD’nin küresel hegemonyası için doğrudan bir tehdit olarak algılandı. Artan tarifeler, üretim zincirlerini yeniden şekillendirme ve Çin’in yükselişini frenleme çabasının bir parçası olarak okunabilir.

Liberallerin pozitif toplamlı sistemine göre bu savaş, ekonomik rasyonaliteye aykırıdır. ABD ve Çin’in birbirine bağımlı ekonomileri, aslında iş birliğinden daha fazla kazanç sağlayabilirken; artan korumacılık, küresel yatırım akışlarını sekteye uğratıyor. Dünya Ticaret Örgütü gibi çok taraflı kurumlar zayıflarken, liberal düzenin dayandığı normatif çerçeve de aşınıyor. Ancak bu teorik çöküş, pratikte çok........

© Milat