Pakistan-Hindistan Çatışması
Pakistan ile Hindistan arasındaki olası büyük bir savaş, yalnızca Güney Asya'nın değil, küresel ekonominin ve uluslararası ilişkilerin de dengelerini sarsabilecek bir potansiyele sahip. Tarihsel olarak Keşmir sorunu, sömürge sonrası sınır anlaşmazlıkları ve ideolojik farklılıklar gibi köklü nedenlerle beslenen bu çatışma, ekonomik, stratejik ve jeopolitik sonuçlarıyla dünya sahnesinde yankı bulabilir.
Tarihsel ve Stratejik Dinamikler
Pakistan-Hindistan geriliminin temelinde, 1947 bölünmesinden bu yana çözülemeyen Keşmir sorunu yatıyor. Her iki ülke, Keşmir’in kontrolü için dört kez savaşmış, sayısız sınır çatışması ve diplomatik kriz yaşamıştır. Bu çatışma, devletlerin güç maksimizasyonu ve güvenlik arayışı doğrultusunda hareket ettiği bir saha olarak görülebilir. Hindistan, bölgesel bir süper güç olarak konumunu sağlamlaştırmak isterken, Pakistan, Hindistan’ın hegemonyasını dengelemek için Çin ile stratejik bir ortaklık geliştirmiştir. Ekonomik karşılıklı bağımlılığın yetersizliği ve her iki ülkenin milliyetçi söylemleri ve güvenlik kaygıları, ekonomik işbirliğini gölgede bırakmıştır.
Hindistan’ın hızla büyüyen ekonomisi ve küresel teknoloji sektöründeki rolü, onu uluslararası sistemde daha etkili bir aktör haline getiriyor. Pakistan ise, kronik mali sorunlar, borç yükü ve ihracatta çeşitlilik eksikliği ile mücadele ediyor. Ancak, Çin-Pakistan Ekonomik Koridoru (CPEC) gibi projeler, Pakistan’ın stratejik önemini artırıyor. Bu bağlamda, bir savaş, her iki ülkenin ekonomik istikrarını tehdit ederken, küresel ticaret ve enerji hatlarını da riske atabilir.
Ticaret ve Enerji Hatlarında Kırılganlık
Bir Pakistan-Hindistan savaşı, küresel ekonomiyi doğrudan ve dolaylı yollarla etkileyebilir.........
© Milat
