Küresel Sistemin Değişimi ve Türkiye’nin Yükselişi
Türk Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ (TUSAŞ), KAAN, HÜRJET, HÜRKUŞ, GÖKBEY, ATAK, ATAK-2, ANKA serisi ve AKSUNGUR gibi platformlarla savunma sanayiinde dikkat çekici bir ivme yakaladı. Ancak Türkiye’nin havacılık ve uzay alanındaki gelişmeleri yalnızca TUSAŞ ile sınırlı değil; Baykar’ın Bayraktar TB2 ve TB3, KIZILELMA, Aselsan’ın elektronik harp sistemleri, Roketsan’ın füze teknolojileri ve Türksat’ın uydu projeleri de bu ekosistemin önemli parçaları. Bu gelişmeler, Türkiye’nin bölgesel ve küresel güç projeksiyonunu artırırken, Avrupa Birliği (AB) için de stratejik bir ortaklık potansiyeli sunuyor. Küresel sistemdeki değişimler ve Türkiye’nin artan rolü, bu bağlamda detaylı bir analiz gerektiriyor.
Türkiye’nin Havacılık ve Uzay Alanındaki Genişleyen Kapasitesi
TUSAŞ’ın KAAN gibi beşinci nesil savaş uçağı projeleri, Türkiye’yi NATO içinde teknolojik üstünlük sağlayabilecek bir konuma taşıyor. HÜRJET ve HÜRKUŞ, eğitim ve hafif taarruz görevleriyle Türk Hava Kuvvetleri’nin modernizasyonuna katkı sağlarken, GÖKBEY ve ATAK serisi helikopterler, hem iç güvenlik hem de ihracatta önemli bir yer ediniyor. ANKA ve AKSUNGUR insansız hava araçları (İHA) ise, Türkiye’yi İHA teknolojisinde dünya liderlerinden biri haline getirdi. Yerli motor TEI-PD170 gibi teknolojiler, bu platformların dışa bağımlılığını azaltarak stratejik özerkliği artırıyor.
TUSAŞ’ın ötesine baktığımızda, Baykar’ın Bayraktar TB2 ve TB3 modelleri, düşük maliyetli ancak yüksek etkili İHA’lar olarak küresel pazarda büyük başarı elde etti. KIZILELMA ise insansız savaş uçağı kategorisinde Türkiye’yi yeni bir lige taşıyor. Aselsan’ın geliştirdiği elektronik harp ve aviyonik sistemler, bu platformların etkinliğini artırırken, Roketsan’ın SOM ve ATMACA gibi seyir füzeleri, Türkiye’nin uzun menzilli vuruş kabiliyetini güçlendiriyor. Uzay alanında ise Türksat’ın 5A, 5B ve 6A uyduları, Türkiye’nin iletişim ve gözlem kapasitesini genişletiyor. Ayrıca, Türkiye Uzay Ajansı’nın Ay Görevi ve uzay limanı projeleri, ülkenin uzay yarışında iddialı bir aktör olma hedefini ortaya koyuyor.
Bu geniş kapsamlı gelişmeler, Türkiye’nin yalnızca askeri değil, aynı zamanda ekonomik ve teknolojik alanda da bağımsızlığını artırma çabasını yansıtıyor. İhracat başarıları, özellikle Afrika, Asya ve Doğu Avrupa ülkelerine yapılan satışlarla, Türkiye’nin küresel savunma pazarındaki payını büyütüyor. Örneğin, Bayraktar TB2’lerin 20’den fazla ülkeye ihracatı, Türkiye’nin yumuşak güç unsuru olarak teknolojiyi nasıl kullandığını gösteriyor.
İhracat Verileri ve Ekonomik Etki Analizi
Türkiye’nin havacılık ve uzay sanayiindeki ihracat performansı, ekonomik değer açısından da dikkat çekiyor. Savunma ve havacılık sektöründe kilogram başına ihracat değeri, diğer sektörlerle kıyaslandığında çok daha yüksek. Örneğin,........
© Milat
