İnsanlığımıza sahip çıkalım
Galder Gaztelu-Urrutia’nın yönettiği 2019 İspanyol yapımı “The Platform” filmini izleyenler bilir.
Urritia bu filmde, epey bir zamandır içinde yaşadığımız dünyanın adaletsiz, eşit olmayan, acımasız sınıf farklılıklarını, aç gözlülüğü ve insanoğlunun hırslarını keskin ve net bir biçimde gözlerimizin içine soka soka anlatıyordu.
En üst katta yönetim tarafından hazırlanan kusursuz birbirinden özel ve lezzetli yemekler en üst kattaki birinci seviyedekiler tarafından önce bir güzel afiyetle yeniliyor.
Bunlar bana göre küresel servetin % 50’sinden fazlasını tekellerinde tutan finans baronlarıdır. Bir müddet sonra sofra bir alt kata doğru indiğinde orada da bir üsttekiler tarafından bırakılan yemekler yine aynı açgözlülükle tüketiliyor.
Ne var ki aşağıya doğru inildikçe sofrada hiç yemek kalmıyor. Bu sefer de insanlarda huzursuzluk baş gösteriyor hatta birbirlerini yemeye başlıyorlar.
Tarkovski’nin Nostalgia’sındaki delinin “dünyayı yıkıntının eşiğine getirenler, sözüm ona sağlıklı olanlardır" dediği türden…
En üstte serveti tekelinde tutan bu güçler haliyle topluma bir şey bırakmıyor. Kaldı ki toplumun her ferdi onlar nezdinde birer müşteri konumundadır. O yüzdendir ki her birey üzerinde kontrol sahibi olmak........
© Milat
