Dönüş O'nadır!
Yüreğinde hüznü taşıyan birine her dem hazandır, her mevsim sonbahar. Ruhu hep yaprak dökmektedir. Her yolu ayrılığa çıkar, vedalar çöker sinesine. Ayrılık yolunda döktüğü gözyaşıdır sermayesi hüznünün. Kederli bir gecenin sabahında güneşi görmeye ve ışığa dahi tahammülü yoktur. Her dem karanlıkta bir başına kalmak ister. Deli sorular çevreler zihnini, mantık fersah fersah uzaklaşmıştır ondan. Acıklı şarkının nakaratı misali tekrar tekrar yaşar hüznü. Gitmekle kalmak arasında orta bir yerde çaresizce kalakalmıştır. Etrafındaki kalabalıkların azade yalnızlığının ocağında demler hüzünlerini. Bir damla gözyaşında boğulurken boğazındaki düğümleri katık eder suskunluğuna. Çaresizliğin ne olduğunu ancak onun gözlerinden okuyabilir etrafındakiler. Lakin onlar da çaresizdir bu hüznün bakiyesinde. Damdan düşmek gerekir halden anlayabilmek için, ancak kimsenin damdan düşmeye cesareti yoktur.
Bu çaresizlik ummanında beklemek düşer payına. Neyi, niçin ve ne zamana kadar bekleyeceğini bazen bilmese de beklemek, yol gözlemektir nasibi. Kavuşmak umudu değildir onu diri tutan, beklemenin gizemine sığınır. Beklemek yaşatır köhnemiş ruhunu. Saça sakala düşen aktır sermayesi, gönlüne çöreklenmiş hasrettir payesi. Avucunda kalan tek hatıradır mazi. Eski resimlerin avuntusudur........
© Milat
visit website