Kıbrıs İkinci Filistin Olmasın!
KKTC ile Anavatan Türkiye arasındaki “manevi” bağların iyice zayıfladığına…
İhmallerimizin neticesi olarak büyük bir “kopuş”un yaşandığına…
Oralardaki, “etki ajanlığı” faaliyetlerinin bu kopuşu iyice hızlandırdığına nice yazımızda, nice konuşmamızda dikkat çektik.
KKTC’deki yabancıların özellikle de Siyonistlerin gayrimenkul alımlarının ve farklı yöntemlerle şirketleşmelerinin ne boyutlara vardığına dair yazılarımıza kolaylıkla ulaşabilirsiniz.
Biz konuyu gündeme getirmeye çalışıyoruz ama, ne yazık ki “bizim” medya pek oralı olmuyor!
Neyse…
Onlar için yapacak bir şey yok, biz elimizde olanları değerlendirelim.
Bizden başka önemli tespitlerde bulunanları da gündeme taşıyalım.
Elimizden gelen neyse onu yapalım.
Türk Dünyası Yörük Türkmen Birliği Genel Sekreteri Cemal Akkuş’un “Yeniden Kıbrıs Cephesi” adlı çalışmasını daha önce dikkatlerinize sunmuştuk.
Bugün,,,
Bu hassas süreçte…
(Bizim de ilavelerimizle) bir çerçeve çizelim:
- ABD'nin bölge politikaları, son yıllarda İsrail ile olan askeri koordinasyonu artırarak, GKRY'yi de (Güney Kıbrıs Rum Yönetimi) kapsayan yeni bir güvenlik doktrini oluşturmuştur. Bu bağlamda, özellikle İsrail'in Kıbrıs'taki üsleri aktif olarak kullanmaya başlaması, GKRY'ye sağlanan askeri destekler ve ABD'nin Kürt grupları üzerinden Türkiye'ye baskı oluşturma politikaları, yeni bir tehdit dengesinin ortaya çıktığını göstermektedir.
- GKRY, son yıllarda askeri kapasitesini artırma yoluna gitmiş, özellikle İsrail ile askeri iş birliklerini genişletmiştir. İsrail, Kıbrıs'ta hava ve deniz üsleri edinerek Doğu Akdeniz'deki askeri etkinliğini genişletmekte ve Türkiye'nin bölgedeki hareket alanını kısıtlamaktadır. GKRY Savunma Bakanı Vasilis Palmas'ın açıklamalarında vurguladığı üzere, İsrail'in ada üzerinde etkinlik kazanması ve ABD ile ortak çalışmalara hız vermesi, Türkiye'yi çok yönlü bir tehdit ile karşı karşıya bırakmaktadır.
KKTC’YE GİTTİKÇE ARTAN SİYONİZM İLGİSİ
Son yıllarda İsrailli firmalar ve yabancı........
© Milat
