Yıldız, Yıldız olalı böyle ihanet görmedi
(İLK SARAYDAN SON MÂBEDE - 3)
Sultan İkinci Abdülhamid, genişletilerek devletin yönetim merkezi ve ailesinin ikametgâhı hâline getirdiği yapıya “Yıldız Sarây-ı Hümâyûnu” ismini vererek 32 yıldan fazla ülkeyi buradan yönetti.
Sultan İkinci Abdülhamid Han idaresinin 33’üncü yılında tıpkı amcası Sultan Abdülaziz ve ağabeyi Sultan Beşinci Murad’la aynı kaderi yaşayacaktı. 27 Nisan 1909 Salı günü, Selanik Milletvekili ve İtalyan casusu Yahudi Emanuel Karaso, Ermeni komitalarının adamı Senatör Ermeni Aram Efendi, Arnavut isyanını kışkırtan Draç Milletvekili Arnavut Esat Toptani Paşa ve Bahriye Feriki Laz Ârif Hikmet Paşa’dan oluşan heyetin, Yıldız Sarayı’nın duvarlarını çatlatan “Bermucibi Fetva-yı Şerif (fetva gereğince) millet sizi hal’ etti” diyerek “hal’, hal’, hal’...” diye tempo tutmalarını hatırlamamak “tarihe ihanet” olur. Theodor Herzl liderliğindeki Siyonist güruh ve Jön Türklerin el ele vererek derdest ettiği Sultan İkinci Abdülhamid, apar topar 27 Nisan günü Sirkeci Garı’ndan hareket eden trenle Selanik’e sürgüne gönderildi. Osmanlı’nın son dönemlerinde entrikaların merkezi haline gelen Yıldız Sarayı, Selanik’ten gelen Mahmud Şevket Paşa kumandasındaki Hareket Ordusu’nun yanındaki Bulgar, Sırp, Arnavut komiteci ve çapulcular tarafından tarihinde eşine az rastlanır bir şekilde yağmalanıp talan edildi. Aslında sadece Yıldız Sarayı değil, hal’line karar verilen Ulu Hakan Sultan İkinci Abdülhamid Han’la birlikte Cihan Devleti Osmanlı da yıkıldı. Sultan İkinci Abdülhamid Han tahttan indirilince; önce Filistin, sonra Evlâd-ı Fâtihân daha sonra da “Millet-i İslâmiye ve Ümmet-i Muhammediye” yetim kaldı.
YILDIZ, SALTANATIN KALDIRILMASIYLA KARANLIĞA GÖMÜLDÜ
Sultan İkinci Abdülhamid’den sonra tahta geçen Sultan Beşinci Mehmed Reşad, daha çok Dolmabahçe Sarayı’nda ikamet etti. 4 Temmuz 1918 tarihinde tahta çıkan son Osmanlı Padişahı Sultan Vahdeddin ise, Sultan İkinci Abdülhamid gibi Yıldız Sarayı’nda ikameti tercih etti.
Mustafa Kemal Paşa 15 Mayıs 1919 tarihinde, Yıldız Sarayı’na gelip Sultan Altıncı Mehmed Vahdeddin’le bir görüşme yaptı. Sultan Vahdeddin, sarayın Boğaziçi’ne doğru açılan penceresinden düşman zırhlılarını göstererek, “Paşa, paşa, devleti kurtarabilirsin...” diyerek içinde bulunulan tabloyu tarif etti. Ne olduysa ondan sonra oldu...
Yıldız Sarayı kompleksi, Osmanlı Devleti'nin son sarayı olması açısından ayrı bir önem taşıyor. Köşkler, yönetim ve koruma yapılarıyla parklar bütününden oluşan Yıldız Sarayı, Sultan İkinci Abdülhamid’in 1909’da tahttan indirilmesiyle önemini yitirdi. Osmanlı İmparatorluğu’nun 36. ve son padişahı ve 115. İslâm Halifesi Sultan Altıncı Mehmed Vahdeddin döneminde de bir süre kullanılan saray, 1922’de saltanatın kaldırılmasıyla kapılarını tümüyle dış dünyaya kapattı.
***
İHANETİN DANİSKASI YAŞANDI...
Yıldız Sarayı, Osmanlı Devleti’nin İstanbul’da yaptırdığı son büyük sarayı olmasının yanında, son yönetim merkezi ve padişahın son ikametgâhı olarak tarihe geçti. Osmanlı Devleti’nden bugüne kalmış 5 sarayın en büyüklerinden biri olan Yıldız Sarayı, 1924 yılından sonra çeşitli devlet kurumlarının idaresinde farklı misyonlarla farklı şekillerde değerlendirildi. Hele bir de 26 Eylül 1926’dan 12 Eylül 1927’ye kadar kumarhane ve meyhane hâline getirilme serüveni var ki, yürekler acısı, tarihe ihanetin daniskası.
Altında devrin reisicumhur, başvekil ve........
© Milat
