Kime işimiz düşer?
Ferîdüddîn Attâr,İlâhîname isimli kitabında şöyle bir olay anlatıyor;
"GazneliMahmutHintlileresavaşaçtı.Onlarınçokkalabalıkolduğunugörünce endişelendi, canı sıkıldı.
Allah’ayalvardı:
— Eğer savaşı kazanırsam,elde edeceğim bütün ganimetleri yoksullara dağıtacağım, dedi. Galip geldi ve sayısız ganimet elde etti. Görevlileri çağırarak ganimetleri fakirlere dağıtmasını istedi. Görevliler;
— Buncamal,buncaaltın,değerbilmezbiravuçyoksulaverilirmi?Yaaskerever memnunolsun,savaşahazırlansın...Yahutdaemret,hazineyegötürsünler,dediler...
Padişah tereddüde düştü. Vaat ettiğim gibi fakirlere mi dağıtayım, yoksa danışmanlarımın dediğini mi yapayım, diye?
Padişah o esnada ordunun içinden geçen zeki, meczup Ebu'l Husyen’i gördü.
‘Hah...’,dedi.‘Şu meczubu yanıma çağırın. Ona sorayım, ne derse yapayım’ dedi.Çünküoneaskertanır,nedepadişah.Söyleyeceğisözüçekinmedensöyler!
Padişah olayı olduğu gibi kendisine anlattı.
Meczup;
— Padişahım,ikiiştenbiriniyapmangerekir:
Bir...EğerbirdahaAllah’aişindüşmeyeceksemeraketme,danışmanlarının dediğiniyap,adağını/vaadinidüşünme…
İki...Yok,gelecektebirgün,O’naişindüşecekseutan,onlarındediğiniyapma........
© Milat
visit website