menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Başla…

56 1
07.03.2025

Düşünüyorum, ümmet olarak düştüğümüz bu durumdan nasıl kurtuluruz? Atalet, rehavet, gaflet ve kasvet çemberini nasıl aşabiliriz?

Çok güzel fikirlerimiz, tespitlerimiz, görüşlerimiz, öngörülerimiz, tasavvur ve tahayyüllerimiz var... Fakat nedense bizi geleceğe taşıyacak başlangıçlarda gecikiyoruz, bazen geçiştiriyor, çoğu zaman da gevşedikçe gevşiyoruz…

Muhayyilemiz, müktesebatımız, müfredatımız iyi ama biz yeterince iyi değiliz… Bu birikime mütenasip girişimlerde bulunmuyoruz…

Habire okuyoruz, dinliyoruz, düşünüyoruz, tartışıyoruz, izliyoruz, eleştiriyoruz, yargılıyoruz… Peki, neden yola düşmüyoruz?

Proje üretmekte, analiz yapmakta, akıl vermekte, yorum yapmakta üstümüze yok… Ancak sıra harekete geçmeye gelince neden bu kadar yorgunuz?

Pratiği olmayan teoriler, eyleme dönüşmeyen söylemler, kuvveden fiile geçmeyen faraziyeler, nazariyeler beyhude uğraşlar değil midir?

Hep konuşmak, yazmak, tartışmak, ertelemek, ağırdan almak, zamana yaymak ciddi bir yanılgı değil midir?

İddialarımız var, atılmış adımlarımız yok…

İdeallerimiz var, adanmış yüreklerimiz yok…

İrademiz var, bir şeyler yapmaya heyecanımız yok… Harekete geçecek mecalimiz yok…

İrade zaafiyeti, hedef körlüğü, ruhi çöküntü, akıl tutulması, evham illeti, üretilmiş korkular ile malul olduğumuz için bitik durumdayız…

Geçmişin keşkeleri, geleceğin hayalleri arasında zayi olan günlerimiz var…

Bu başıboşluğu, boşvermişliği, boşlukta bocalamayı, belirsizlikler içinde bunalmayı yenmek için bir şeylere başlamamız lazım…

Tereddüt, endişe, vehim, vehen kuşatmasını kırmak........

© Milat