Dünyayı Tanım(lam)ak
Bir işe girişildiği zaman ona köklü bir yaklaşımla bakmak esasen bir zarurettir. Tam da bu sebeple “tanım(lam)ak” atılacak ilk adım olarak kabul edilmelidir. Hayat tecrübem bana göstermiştir ki, insanın en iyi bildiğini düşündüğü şeyleri bile tanımlamaya kalkıştığında zorlanması söz konusudur.
Meseleyi köklü bir şekilde ele almak deyince İsmet Özel’in bir sözünü hatırlatmanın zamanıdır. Mealen söylüyorum; Bir meseleyi kökten ele almakla kökten çözmek farklı şeylerdir. Müslüman bir meseleyi kökten ele almalıdır, fakat meseleyi kökten çözeceğini söylemek bir Tanrılık iddiasıdır. Gerçekten bir meseleyi olabildiğince sağlıklı bir şekilde çözmeye çalıştığınızda bile, insani faktör onu tavsatır ve ilişki biçimlerini bozar. Ancak meseleyi kökünden düşünmek gereklidir.
“Tanım(lam)ak” iki boyutlu olarak kavranmalıdır. Birinci boyut, dünyayı ve eşyayı olduğu gibi tanım(lam)ak. Modern mentalite buna eşyanın objektif tanımı ismini vermektedir. Peki dünyayı ve eşyayı “olduğu gibi” tanımlamak mümkün müdür? Kant süjeyi merkeze alarak geliştirdiği felsefesinde bunun mümkün olmadığını söyler. Çünkü eşyaya dair tanımlarımız süje dolayımından geçerek (kategoriler)........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d