menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Her Sükut İkrar Değildir

12 1
yesterday

Sükut sadece ikrar içermez. Elbette bir cevaptır ve varoluşun etrafını çevreleyen bir durum olarak eyleyişe dahildir. Ancak geleneğin de söylediği gibi salt ikrara yönelik bir cevap değildir suskunluk. Varoluşsal suskunluğu bir tarafa bıraksak bile bazen ertelemeye, vakti gelmediği için zamana bırakmaya, bazen hafif veya ağır tondaki tahfifata vurgu yapar. Burada elbette sözü söyleyenin, eyleyiş sahibinin konumu ile muhatabının durduğu yer belirleyicidir. Bağlamdır sükuta anlam veren, onun içeriğini tahkim edem. Eğer söz, aşağıdan yukarıya söylenmişse büyük ölçüde sükut tahfifatla donanır ve cevap vermeme, cevap verme lüzumu görmemeye dahil olur. Cevap vermeme, cevap verme gücünü zayi etmemeyi içerir. Eğer söz, eşitler arasından birinin ötekine yönelttiği bir hamuleyle yüklü ise bu durumda sükut ya ertelemeye veya ikrara dahildir. Ertelemeye dahil olmasının sebebi de nispeten cevap verme yeterliliğini muhatabın hak etmemişliğine yorulur ki söz bermutat hale gelirse bardağın dolduğu yerde, tam da orada muhatabına okkalı cevap olarak döner. Burada da söze muhatap kişinin tam da o anda, sözün söylendiği esnada verilecek cevabı olmayışından değil, bundan değil hayır, bilakis karşıdakinin kurduğu cümleyi anlamasına yönelik bir zaman tanıma toleransından kaynaklanır ki bilge kişi de böyle yapar. Sükutun ikrara dahil olduğu tek yer cehalettir. En azından o duruma, o konuya özgü vukufiyet darlığıdır ki burada bile cahil, sapursupur cevap vererek kendini olduğundan daha zor durumlara düşürür. Ezcümle: Her sükut ikrar içermez.

Gelelim asıl konuya: Bundan epey bir zaman önce değerli meslektaşım Prof. Dr. Hakan Sazyek, Kitaplık dergisinde olacak, yazdığı bir yazıda benim Postmodernizm ve Edebiyat adlı kitabımdan hareketle, kitabımın içeriğinde yer alan modernizm-postmodernizm temellendirmelerimin yerinde olmamışlığına yönelik bir dizi görüş ileri sürdü. Yazarın vakti gelince meseleye vukufiyeti hasıl olunca görüşlerinden zaten kendi kendine rücu edeceği düşüncesiyle cevap verme gereği duymadım. Mesele de zaman içinde unutuldu gitti. Ancak geçen hafta Hece dergisinin Oğuz Atay özel sayısında kaleme aldığı yazıda,........

© Milat


Get it on Google Play