Gülmeyi Sınır Dışı Etmek
Yazıyla aramdaki ilişki en az hayat ile olduğu kadar sıkı. Bunun nereden kaynaklandığını, ilk ne zaman ortaya çıktığını tam olarak bilmiyorum. İlk kelimeler mi bana gülümsedi, ben mi onlara yürüdüm, nerede, nasıl karşılaştık onlarla bilmiyorum. Bugünse hatırladığım ilk kelimenin “gülmek” olduğunu artık çok net biliyorum. Muhtemelen öğrendiğim ilk kelime gülmek değildi. Daha başka bazı kelimeleri, örneğin anne, baba, yemek, içmek gibi insana gülmekten önce uğrayan, ondan önce lazım olan kelimeleri biliyordum. Ancak orada, ocağın başında iki kadının birbiriyle konuşken kim bilir hangi nedenle birinin boşluğa güçlü bir kahkaha patlatmasına yönelik olarak diğerinin “gülme!” dediğini çok net hatırlıyorum. Gülmek ile gülmeyi kesmek arasındaki derin çizgiyi ve bu ikisinin yaşam sevinci ile kahrı arasında koyduğu mesafeyi belki de daha o zaman, çocukluğun daha ilk aşamalarında en azından bilinçaltı düzeyde fark ettim. Sanırım o kelimeyi, gülmenin hayatın zorlukları üzerine yaydığı o harika eyleyiş biçimini sevdiğim için sonrasında defalarca kendi kendime tekrar ettim, sevdim, okşadım, laf aramızda sebepsizce güldüm. Bundan birkaç yıl mı, birkaç ay mı artık ne kadar sonra bilmem, bu kez bir başka vesileyle ölümün farkına vardım. Ben o vakte kadar insanın sonsuza kadar yaşayacağını çocukluğumun kendine özgü saflığıyla düşünüyordum. Muhtemelen yakın çevreden birinin ölümü üzerine babam bana ölümden bahsetti. Belki de laf dönüp dolaşıp oraya gelmiştir. Bir gün dedi, ben de, sen de, diğer bütün insanlar da ölecek. Tıpkı gülme gibi ölüm de zihnimi uzun süre meşgul etti, onun tam tersine, ne vakit düşünsem içimde derin yaralar açtı, yüzümü hüzünle kapladı. Ölümün insanda bir başka pencere açtığını, aslında bir göç olduğunu söylese de bu duygu içimde daima hüzne açılan kapılar içindeki en belirgin simgesi oldu. Gülmenin kıymetini, insanın insan olma sürecinin son halkalarından birini oluşturduğunu, belki biraz da bu yüzden nadirattan, hatta lüks sayılabileceğini sonradan defalarca hayat bana öğretti. Öyle ki yaşım ilerledikçe gülmenin önce benden sonra da bütün dünyadan nasıl adım adımuzaklaştığına, onun yerini, hem de bir daha hiç kaybetmeyecek şekilde ölümün aldığına şahit oldum.
Ben gülmeyi ve onun insana verdiği keyfi, hayat ile kurduğu........
© Milat
visit website