Bir meydan okuma olarak sevmek
Sevmek, hayatı sevmektir. Bir ötekinin hayata tutunması, hayatı coşkuyla sürdürmesi, hayatını derinliğine yaşaması için bir başka hayata katkı sunmak demektir. Bir çiçeği sevmek, onu sulamaktır ve soldurmamaktır. Bir çiçeği yaşattığımız sürece onu sevebiliriz. Sevmek, pahalı hediyeler almak değildir. Sevgiliyi her gün hayata bağlıyorsak, onun yaşama sevincini canlı tutabiliyorsak aslında seviyoruz demektir. Hayat ve aşk, sıradan ve sıkıcı şeyler değildir. Sevgili olanı yaşama coşkusuyla ve sevinciyle doldurmuyorsak, aslında ortada sevgi adına bir şey bulunmamaktadır. Nazım Hikmet, sevmek ve yaşamak arasındaki ilişkiyi canlı bir şekilde kurarak ifade etmektedir: “Yaşamak ümitli bir iştir, sevgilim. Yaşamak: Seni sevmek gibi ciddi bir iştir.” Sevgi tecrübesinin yaşama coşkusu ve tutkusu için verilen emek olduğunu unutmuş olmak, günümüzün en gafletlerinden biridir. Sevmek, hayatı keşfetmektir, yenilemektir, hayatı diri tutmaktır. Sevmenin diriliş olduğu gerçeğini fark etmek için hayat ve sevgi arasındaki derin bağı yeniden keşfetmeliyİz.
Sevgi, insanı ve doğayı sevmekle tecrübe edilebilir. İnsanın ötesinde ve üstünde sevilecek hiçbir sahte kurgu yoktur. İnsan yerine sahte otoriteleri ve güçleri sevmeyi dayatan uyduruk kalıblar ve klişeler, aslında insanı köleleştirmeye çalışmaktadırlar. İnsan, sadece insanları ve doğayı........
© Milat
