İçimizdeki Amerikalı
Sinema, müzik, popüler kültür ve sosyal medya gibi araçlarla o kadar çok Amerikan etkisine maruz kaldık ki artık hepimizin fikriyatı, yöresel ve evrensel olaylara karşı bakışı -kabul edelim ya da etmeyelim- artık bir miktar Amerikanvari bir düşünce ekseninde şekilleniyor.
Yukarıdaki yakıştırma her ne kadar rahatsız edici olsa da ne yazık ki tutarsız ve mesnetsiz değil. Amerika, yaşam biçimimize yaşattığı/dayattığı dönüşümden sonra şimdi de fikriyatımızın eksenini belirliyor. Şimdi hem bu düşünceyi ete kemiğe büründürmek hem de yukarıda kurulan sarsıcı cümleye dayanak oluşturmak için küçük fakat genele şamil birkaç misal verelim.
İçimize yerleşen Amerikalı yanımız, kendimizi ve değerlerimizi koruyacak savunma mekanizmalarımızı o kadar etkisiz hale getirdi ki sırf çıkarlarımız için masum ve insani yanımızın orta yerine tonlarca bomba bırakabiliyoruz. Bu da yetmezmiş gibi çıkarcı yanımızla övünüyor ve bu tavrımıza sınırsız destekçi bulabiliyoruz.
Artık “Yaratılanı severiz Yaradan’dan ötürü” diyemiyor tıpkı Amerika gibi insanları kıtalara, dinine, milliyetine göre ayırt edebiliyoruz. Bu kategorizasyon sonrasında dünyayı........
© Milat
