menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Hilafetin önemi ve kaldırılmasının sonuçları 1

24 4
24.03.2025

Lügatte “birinin yerine geçmek, bir kimseden sonra gelip onun yerini almak, birinin ardından gelmek/gitmek, yerini doldurmak, vekâlet veya temsil etmek” gibi manalara gelen hilafet kelimesi, ıstılahta İslâm devletlerinde Rasûlullah’tan (sav) sonraki devlet başkanlığı kurumunu ifade eder. Halife de (çoğulu hulefâ, halâif) “bir kimsenin yerine geçen, onu temsil eden kimse” demektir ve devlet başkanı için kullanılır. (Avcı, Casim, “Hilafet” mad. DİA, yıl: 1998, XVII, 539)

Bazı Tespitler:

1. Hilafet Kur'an ve Sünnet ve Sahabenin icmaıyla sabit bir farzdır. Bu farz tüm ümmeti ilgilendiren şümullü bir Hüküm olduğundan önemine binaen fıkıh kitapları yerine akide kitaplarına alınmıştır.

2. Bu farz tüm ümmetin üzerinde bir vecibe olup şu anda tüm ümmet bu farzı ihmalden dolayı günahkârdırlar. Çünkü bu farz, neredeyse tüm İslam hükümlerinin de teminatıdır. Nitekim halifesizlik sebebiyle neredeyse diğer hiçbir farz hakkıyla yaşanamıyor. Haramlardan sakınmak da gereği gibi mümkün olmamaktadır.

3. Bir sürü çobansız, bir aile reissiz, bir şirket müdürsüz, bir ordu komutansız olmazken bir ümmet halifesiz olur mu?

4. Resûlullah (sav) basit bir yolculuğa çıktığımız zaman bile kendi aramızdan birini emir seçmeyi emrederken, ümmetin tarih yolculuğu emirsiz olur mu? Resûlullah (sav) şöyle buyurur: “Üç kişi yolculuğa çıkarlarsa, aralarından birini başkan seçsinler!” (Ebû Dâvûd, Cihâd 80) İslam; gönül yurdunda şirki, küfrü ve nifakı istemediği gibi toplum hayatında da başıbozukluğu, disiplinsizliği, kargaşayı, fitne ve anarşiyi asla arzu etmez. Dinimize göre düzen ve intizam, en küçük toplum birimine kadar her yerde önemlidir. Bu sebeple Resûlullah (sav) efendimiz, yolculuk yapmakta olan üç kişilik, küçük ve geçici bir toplulukta bile, mutlaka sorumlu birinin, bir yöneticinin belirlenmesini tavsiye etmiştir. Kendisi de mübarek hayatlarında bu hususa büyük bir itina göstermiştir. Bir hadîs-i şerîflerinde de şöyle buyurmuştur: “Dünyanın ücra bir köşesinde de olsa, üç kişinin, içlerinden birini kendilerine emir tayin etmeden yaşamaları doğru olmaz.” (Ahmed b. Hanbel, Müsned, II, 177)

5. Hilafet o kadar önemlidir ki, Resûlullah'ın (sav) naşı şerifleri henüz yerdeyken Ebu Bekr Sıddık (ra) halife seçilip ona beya’t yapılmıştır. Malum Beni Saîde bahçesinde vuku bulan olaya Ebu Bekr Sıddık ve Ömer (ra) vaktinde müdahale edip bu sorunu çözmeselerdi, Ali (ra) dönemindeki kargaşa ve kardeş kavgaları, hemen Risalet’ten sonra başlayabilirdi. (Şia’nın bu konudaki yalan ve iftiraları merduttur.)

6. Şia’daki imamet anlayışı halifelikten farklı olarak imamı Risalet mertebesinin de üzerine çıkararak ilahlaştırmaya kadar gitmiştir. Her konuda olduğu gibi bu konuda da Şia’nın........

© Milat