ABD-İsrail Canilerine Öfke Büyüyor
Gazze’ye ölüm kusan ABD-İsrail katillerine bütün dünyada büyük öfke var. Bu canilere sesini çıkarmayanlara da itiraz sesleri yükseliyor.
Her şey hepimizin gözü önünde cereyan ediyor. Canlı yayınlarda ABD-İsrail canavarlarının nasıl bir şehri tamamen yok etmeye çalıştığını görüyoruz. Az katlı binaları bitirdiler, şimdi gözleri yüksek binalarda! Akşam karanlığında ışıkları yanan yüksek apartmanları gözlerini kırmadan vicdansızca, acımasızca, alçakça ve hunharca bombalıyorlar. Bu evlerde oturan aileler topluca şehadet şerbeti içiyor. Ortadoğu’da peşpeşe cinayet işleyen ABD-İsrail terör örgütü, Katar ve Yemen’e de saldırdı. Daha önce hedefte Lübnan, Suriye ve İran vardı. Şimdi sırada hangi ülkeler var: Suudi Arabistan, Kuveyt, BAE, Mısır, Libya, Tunus, Ürdün ve Umman mı? Bilmiyoruz. ABD-İsrail pisliği, her yere bulaşıyor; İslam dünyasında güçlü ülke istemiyor. Kendilerine biat eden, bağlılığını beyan eden uşak ülke istiyor. Peki, İslam ülkelerini hizaya getirdikten sonra rahat duracak mı bu azgınlar? Hayır! Ondan sonra da Müslüman olmayan diğer bütün ülkelere saldıracaklar. Seri katil olan bu kötülük şebekesi, dünyayı insanlığa zehir etmek için ant içmiş gibi. Kurulacak “İslam Silahlı Gücü”nün füzeleri Telaviv’in tepesine ne zaman inecek? Bunu ümitle bekliyoruz.
Artık herkes biliyor ki İsrail’in ipini tutan ABD’dir ve asıl katil de dünyanın en kötü emperyalist ülkesi olan bu ülkedir. ABD bir gün desteğini çekerse İslam dünyası tükürüğüyle İsrail’i Akdeniz’in dibine gömer. Dolayısıyla büyük şeytan ve yavrusu, şimdilik birlikte hareket ediyor. Etmek zorunda. Ne zamana kadar? Bence ABD’de kalmışsa vicdanlı halkı ayağa kalkana ve bu ülke bölünene kadar! Ben ABD’nin yakın bir gelecekte parçalanacağına inanıyorum.
Sonuçta bu ülkenin büyük katliamlara uğramış olan Kızılderilileri-Zencileri ve vicdanlı halkları, haklarına sahip çıkacak ve sömürücülere başkaldıracaktır. Sovyetler Birliği yaptığı büyük zulümlerin sonunda nasıl çöktüyse yakın bir gelecekte ABD’nin de parçalanıp ufalacağına yürekten inanıyorum. Bu çöküşü nasıl hızlandırabiliriz? Bu ülkenin başta para birimi olmak üzere bütün ürünlerine, tavizsiz biçimde “kesin ve keskin boykot” uygulayarak! ABD ve İsrail ürünleri Türkiye’de hiçbir markette, bakkalda satılmamalı. Satanlar tolumun psikolojik baskısına maruz kalmalı, ayıplanmalı. Gazzeli bebeklerin kanını içenlerin bizim pazarda işi ne? Bu ürünlerin çoğu zaten zehirli.
İSLAMİ YAYINCILIKTA İLERLEME
Dünyada insani bilinç uyanıyor. Türkiye’de de İslami şuur şükürler olsun yükseliyor. Artık “Bizim Suriye’de, Kudüs’te, Gazze’de ne işimiz var?” diyen cahillerin sayısı giderek azalıyor. Ülkemizde yayıncılık yapan neredeyse bütün yayınevlerinin İslami meselelere, bilhassa Kudüs, Filistin ve bilhassa Gazze’ye dair kitapları artıyor.
Geçenlerde yapılan bir ankette Türkiye’de yayımlayan kitaplar arasında İslami neşriyatın öne çıktığı açıklandı. Bu müjde, şüphesiz çok sevindiricidir. Toplumumuz değerlerine daha çok sahip çıkmaya, inancını daha çok yaşamaya başlıyor. Zaten başka da çaremiz yok. Ya olacağız, ya da yok olacağız! Siz sanıyor musunuz ki ABD-İsrail Siyonistleri, Filistin topraklarıyla yetinecek. Güçlerini toplasalar önce Suriye’ye, hemen ardından Türkiye’ye saldıracaklar. Belki de kendi sonların hazırlıyor bu şeytanlar, bilinmez. Biz Müslümanlar ümitvarız ve iman ediyoruz: “Çok kararan gecelerin sabahı pek yakın olur.”
UHUD KERBELA GAZZE
Değerli araştırmacı yazar Nurettin Taşkseen’in Uhud Kerbela Gazze isimli önemli bir eseri günışığına çıktı. Filistin ve Endülüs başta olmak üzere İslam dünyasının yakın tarihini mercek altına alan kıymetli yazarımız, bu eserinde farklı bir bakış açısıyla meselelere yaklaşıyor. Uhud, Kerbela ve Gazze’de yaşanan acıların perde arkasını aralıyor. Her olaydaki ilahi hikmet boyutunu keşfetmeye çalışmamız gerektiğine işaret eden Taşkesen, şöyle devam ediyor: “Filistinli........
© Milat
