Tedbir, takdir ve deprem!..
Tedbir, yapacağımız işlerin neticeleri üzerinde tefekkür etmek, muhtemel tehlike ve riskleri önceden görerek gerekli önlemleri zamanında almaktır. Yaptığımız işte, tedbirli davranmak hem insanî hem de dinî bir vecibedir. Çünkü insan; akıl, fikir ve irâde-i cüziyye gibi nimetlerle mücehhez olarak yaratılmıştır.
Dolayısıyla mesela bina inşa ediyorsak, şu hususlara dikkat etmemiz bir gerekliliktir: a) İnşaatın zeminle uyumlu olması. b) İnşaat mimarisinin denge ve dayanıma uygun olarak tasarlanması. c) İnşaatta kaliteli ve projeye uygun malzemenin kullanılması. d) Beton ömrünün uzun olması için, etkin su yalıtımının yapılması. e) İnşaatın deprem yönetmelik ve standartlarına uygun olması. İşte biz bir bina yaptığımızda, bu ve benzeri ilmî ve teknik kurallara dikkat etmezsek, ihmalkâr davranmış oluruz.
Tedbirli davranmak, aklı kullanmanın zirvesidir. Tedbirli hareket eden kimseden daha akıllı bir insan düşünülemez. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: “Tedbirli olmak gibi bir akıl, haramdan kaçınmak gibi bir verâ ve güzel ahlak sahibi olmak gibi bir şeref yoktur.” (İbni Mace)
Allahü Teâlâ, kâinatı hassas bir denge, mükemmel bir ahenk ve şaşmaz bir nizam içinde yaratmıştır. Meydana gelen herşey, İlahî kanun ve kurallar çerçevesinde meydana gelmektedir. Dolayısıyla her zaman ve her konuda, kâinatta câri olan fıtrî kanunlara riayet etmek en akıllıca bir tedbirdir.
Dinimizde gerekli........
© Milat
