Amigdala tuzağından kurtulmak
Sabah pencereden yağan yağmura "İşler sekteye uğrayacak!" diye söylendiğinizde, aslında nefsin dar kutusuna hapsoluyorsunuz. İster mümin olun ister seküler, anlık yargılar ruhunuzu körleştirir. İslam düşünürü Gazali’nin dediği gibi: "Dünya aynadır; bakış açın neyse sana onu yansıtır." Oysa şu damlaların dilini çözebilseydiniz: Toprağa hayat veren bir mucize, ağaçlara nefes, size düşünme fırsatı... Bilimsel araştırmalar yağmurun ekosistem için oksijen kadar elzem olduğunu kanıtlarken, biz neden sadece "programım bozuldu" diye sızlanıyoruz?
Telefonunuzda parıldayan o kusursuz hayatlar içinde kaybolduğunuzda, içinizdeki burukluğu tanıyorsunuz. Harvard’ın psikoloji laboratuvarları sosyal medyadaki görüntülerin gerçek mutluluğun ’unu bile temsil etmediğini ortaya koyuyor. İster Kur’an’ın "Dünya hayatı aldatıcı bir oyundur" (En'am 32) uyarısını düşünün, ister modern psikolojinin verilerine bakın; gerçek doyum dış parıltıda değil, iç huzurun derinliklerinde saklı. Trafikte korna sesleri beyninizi döverken, bir an durup Peygamber’in 'Öfkeyi su ile söndürün' sözünü hatırlayın. Ya da Japonların Shinrin-yoku felsefesini deneyin: Çocuğun camdaki buğuya çizdiği gülümsemeyi, simitçiye uzanan titrek eldeki cömertliği fark edin. Asıl sabır, gürültü arasından insanlığın sessiz senfonisini işitebilmektir.
Önünüzde duran çay bardağı bile bir........© Milat
