Türk Şiirinin Çınarı Yahya Akengin
Geçen gün her zaman olduğu gibi yine Yahya Akengin ağabey aradı. Başlıkta da belirttiğim gibi o, hayatta olan edebiyatçılar arasında yaş itibarıyla belli bir olgunluğa erişmiş ve artık en eskilerden sayılabilecektir. Çınar dememin belli anlamı olduğunu dikkatli okuyucular elbet kavrayacaktır. Çünkü Akengin, Mehmet Çınarlı’nın çıkardığı bir devrin çok önemli edebiyat dergilerinden olan Hisar dergisinin ekibindeydi. Bu guruba Hisar dergisinin şairleri olarak farklı bir değer atfedilirdi. Bizim gençliğimiz derginin en zirve zamanlarına denk gelmişti. Dergi çıktığında bayilerde kalmaz, meraklıları tarafından adeta kapışılırdı. Dergide yazısı ya da şiiri yayımlananların adı gıpta ile anılırdı. İşte o derginin en önemli ve şiirleri en çok okunan şairlerinden biri Yahya Akengin ağabeydi.
Yahya ağabey köken olarak Bayburtlu olmasına rağmen, Erzurum ile de önemli bağları vardı. Bildiğim kadarı ile dayı tarafı Erzurumlu idi ve tahsil hayatının önemli bölümü burada geçmişti. Palandöken’in eteklerine yayılmış bu yayla şehrine derin hislerle bağlı olan şair, yaşı henüz gençken yılda en az bir defa Erzurum’a uğramayı adet edinmişti. Geldiğinde dostlarını arar ve şehri köşe bucak dolaşırdı. Bunlardan birkaçında beraber oturup, onun muhabbet deryasında adeta kaybolduğumuzu bilirim. Çünkü Yahya ağabey, şiirlerle ve fıkralarla süslediği konuşmasında alır sizi başka dünyalara götürür, böylece zamanın nasıl geçtiğini anlamazsınız. Böylesine büyük bir kültür ve sanat adamıyla birlikte olmak başka bir güzellikti. İşte şimdilerde bazı sebeplerden dolayı Erzurum’a gelemeyen Yahya ağabeyle bu sohbetleri yüz yüze olanının yerini tutmasa bile telefonla yaparak kendimizi avutmaya çalışıyoruz.
Erzurum Yavuz Selim İlk Öğretmen Okulu mezunu olarak hayata atıldığında öğretmenlik mesleği henüz gerçek değerini muhafaza ediyordu ve Anadolu’nun dört yanına ışık saçarak, ülkemizi karanlıktan aydınlığa çıkarmak için uğraşıyorlardı. Halk ise bu fırsattan yararlanmak için onlara sevgiyle saygıyla kucak açıyorlardı. Zira hayatın büyük zorluklarla geçtiği, insanların yaşamak için bütün bunlara katlandığı, bunu yaparken bir yandan da eğitim almaya çalıştığı günler unutulur gibi değildi. İşte bütün bunları yaşamış biri olarak Yahya Akengin bütün bunların yakından tanığı idi.
Yahya Akengin’in hayatına göz atalım biraz da. Akengin; Bayburt’un Güçlü köyünde doğdu. Annesi Rukiye Hanım, babası Nureddin Bey ve beş kardeşten oluşan bir aileye sahiptir. Din adamı babası Nureddin Bey’in terbiyesinde, geleneklere bağlı bir çevrede büyüdü. İlkokula annesinin köyü Bayrampaşa’da başlayıp, Demirözü bucağında bitirdi. Bir sene........
© Milat
