menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Ne zaman insan olunur?

20 1
20.03.2025

İman edenler için arınma ve muhasebe vesilesi bir ay olan Ramazan iklimi, insanlığın büyük bir kesimi tarafından hamdle, şükürle değerlendirilir. İnananlar bu ayın getirdiği kazanımlara ulaşmak için çaba harcarlar. Yaratılışın temel amacı olan değerlerle yeniden buluşup, kişiyi ölüm sonrası ebedi hayatın huzuruna kavuşturacak bir arınmanın telaşına kapılırlar.

Kopması mümkün olmayan bu kulpu henüz tutamamış olsa da, insanlığa, inançlara, insan hayatına olan saygısından ötürü mü’minlerin bu heyecanını anlayışla karşılayan, onları tebrik eden kesimler de oldukça fazladır. Dini hayatın gereği olan ibadetlerin rahatça tatbik edilebilmesi için Müslümanlara her türlü imkânı sağlayan bu farklı inanç sahiplerinin anlayışı da takdire şayandır.

Haksız yere kan dökmek, hak yemek, bir bölgenin, bir kavmin insanlarına sadistçe acılar yaşatmak günahtır, suçtur. Hele bu suçlar, insanların içlerine kapandıkları, yaratıcıyla aralarını düzeltmeye çalıştıkları kıymetli görülen bir dönemde gerçekleşirse daha kabul edilemezdir. Maalesef, ihtirasların dizginlendiği, tefekkür ve istiğfarın arttığı böylesine önemli bir zaman diliminde bile kendisini durduramayan taşlaşmış kalpler eksik olmaz. Onlar için insana, inanca, ibadete hürmet diye bir şey yoktur. Dokunulmazlığın geçerli olacağı bir anın varlığına da inanmazlar.

Oysa insan olmanın en temel işareti anlayıştı, saygıydı. Savaşmayanla savaşılmaz, ibadethanelere kapananla savaşılmaz, evinde çocuklarını sarıp sarmalayan analarla savaşılmazdı… Hürmet beklenen dönemlerde savaşılmaz, kan dökülmezdi…

İçerisinde bulunduğumuz Ramazan ayında bu hürmetsizliklere fazlasıyla tanık olduk. Dünyanın birçok yerinde, özellikle yakın bölgemizde kanlar döküldü, canlar alındı. Acı olan bu cinayetlerin işlenmesi değildi sadece… Bazı kesimlerin verdikleri veya veremedikleri tepkiyle kurdukları ilişki daha fazla........

© Milat