Türkiye ve Kürtler kazandı düşmanlarımız kaybetti
Kürt Halkı 40 yıl sabretti, bütün kışkırtmalara, provokasyonlara, … rağmen devletine, Türkiye’ye karşı toplu bir isyana girişmedi. Türkiye’yi Irak, Suriye, Libya, … gibi bir iç-savaşa sürüklemedi. Kendi devletine, vatanına İHANET etmedi ve kazandı.
Kürtler ve Türkiye kazandı PKK ve Abdullah Öcalan kaybetti
Tam 13 yıl önce (19.06.2012) yaptığımız bir basın açıklamasında, PKK kendi kendisini tasfiye etmelidir demiştik.
“Benim için öldürme
Galip İLHANER açıklamada bulundu.
PKK, Onurlu ve geçerli bir mazerete/sebebe ihtiyaç duymaktadır. Bu onurlu sebep ise; Kürt Halkı’nın PKK’yı silah bırakmaya zorlamasıdır. Kürt Halkı meydanlara inmeli ve çocuklarını uluslararası istihbarat örgütlerinin pençesinden kurtarmalıdır.
…
1- Sorunun Adı Demokratikleşmedir ve tek Muhatap TBMM’dir.
2- PKK, Kürt Halkı’nın isteği üzerine, kayıtsız şartsız, tek taraflı olarak silah bırakacak ve sınır dışındaki kamplarına çekilecek.
3- PKK, Kürt Halkı’nın isteği üzerine, kendi kendisini tasfiye ettiğini açıklayacak.” , https://www.timeturk.com/tr/2012/06/19/pkk-nin-onurlu-bir-sebebe-ihtiyaci-var.html#google_vignette , 19 Haziran 2012
90’lı yıllardan beridir sorunun çözümü için; PKK’nın Kürt halkının baskısıyla, kayıtışız şartsız olarak kendi kendisini tasfiye etmesini savunuyordum. Nihayet bu aşamaya geldik.
40 yılın sonunda PKK, Abdullah Öcalan’ın üzerinden kendi kendisini tasfiye ederek silah bırakma açıklaması yapmak zorunda kaldı.
Öcalan’ın açıklaması şöyle:
PKK; tarihin en yoğun şiddet yüzyılı olan 20. asrı, iki dünya savaşı, reel-sosyalizm ve dünya genelinde yaşanan soğuk savaş ortamları, Kürt realitesinin inkarı, başta ifade olmak üzere özgürlükler konusunda yasaklardan kaynaklı oluşan zeminde doğmuştur.
Teori, program, strateji ve taktik olarak yüzyılın reel-sosyalist sistem gerçeğinin ağır etkisinde kalmıştır. 1990’larda reel-sosyalizmin iç nedenlerle çöküşü ve ülkede kimlik inkarının çözülüşü, ifade özgürlüğünde sağlanan gelişmeler, PKK’nin anlam yoksunluğuna ve aşırı tekrara yol açmıştır. Dolayısıyla ömrünü benzerleri gibi tamamlamış ve feshini gerekli kılmıştır.
Kürt-Türk ilişkileri; 1000 yılı aşan tarihler boyunca Türkler ve Kürtler, varlıklarını sürdürmek ve hegemonik güçlere karşı ayakta kalmak için gönüllülük yönü ağır basan, hep bir ittifak içinde kalmayı zorunlu görmüşlerdir.
Kapitalist modernitenin son 200 yılı, bu ittifakı parçalamayı esas gaye edinmiştir. Etkilenen güçler, sınıf temelleriyle birlikte buna hizmeti esas bellemişlerdir. Cumhuriyetin tek tipçi yorumlarıyla birlikte bu süreç hızlanmıştır. Günümüzde çok kırılgan hâl alan tarihsel ilişkiyi, kardeşlik ruhu içinde inançları da göz ardı etmeden yeniden düzenlemek esas görevdir.
Demokratik toplum ihtiyacı kaçınılmazdır. Cumhuriyet tarihinin en uzun ve........
© Milat
