Elimizde kalan sadece bu Mihrap
Bir cami düşünün, iki asır İstanbul’un en güzel yerinde ibadete açıkken bir gecede yıkılıyor ve yok ediliyor. Ve elimizde kalan sadece o camiden “MİHRAP”. İşte bizde bu tarihi caminin mihrabını görmeye gittik. İsterseniz baştan başlayalım hikâyemize önce Karaköy’e gidelim sonra Kasımpaşa’ya.
Günümüzde İstanbul Karaköy Meydanı olarak bildiğimiz yerde Bizans döneminde kilise olan ve İstanbul’un fethi ile birlikte Fatih Sultan Mehmet döneminde ve sonrasında ki yaklaşık iki asır boyunca tekke olarak görevini sürdüren tarihi yapı bugünkü araştırma konumuz. Tekke olarak kullanıldı dönemde zaman ile birlikte harap bir hal almaya başladığı görülen yapı 1670’li yıllara gelindiğinde dönenin vezir-i azamı Merzifonlu Kara Mustafa Paşa tarafında altı kısımları camiye gelir getirecek dükkân, üst kısmı ise ibadet edilebilecek şekilde camii inşa ettirmeye karar verir. Yapının ismi ilk zamanlarda yer aldığı meydan ismi olan Karaköy Camii olarak konulduğu düşünülsede zamanla bu camii banisi Merzifonlu Kara Mustafa Paşa’nın ismi ile anılacaktır.
YENİDEN İNŞASI VE ESTETİK GÜZELLİĞİ
Yerine yapılan yapı zamanla eskimeye başladı. 1902 yılında dönemin Padişahı Sultan II. Abdülhamit tarafından yeni bir camii yaptırma girişiminde bulunuldu. Bu girişimi ile birlikte projelerini sunan mimarlar arasından İtalyan mimar D’Aranco’nun projesi, padişah tarafından ilgi ile karşılandı ve camiinin yapımını mimar Raimondo D'Aronco üstlendi. Soğan kubbeli sarayların mimari isteğini yansıtan ve kendisi de caminin dış gövdesi gibi mermer kaplama olan........
© Milat
