Ya Gazze’de Yıkılacağız Ya da Dirileceğiz
Daha ne kadar bekleyeceğiz gökten üç elma düşmesini? Oysa bu, sadece masallarda olurdu. Masallarda iyiler ödüllendirilir ve mutluluğu simgeleyen üç elma gökten düşerdi. İyiliğin, hakikatin ve adaletin temsilcileri için en büyük ödül, hedefe ulaşmaktı.
Ancak ben bir masal anlatıcısı değilim. Bugün Gazze’de çocuklar gökten üç elma beklemiyor. Onlar, üzerlerine ne zaman tonlarca ağırlıktaki bombaların düşeceğini ve bu bombalar altında nasıl can vereceklerini düşünüyorlar. Eğer bu bir masalsa, biz de bu maslı buradan anlatmalıyız.
Artık mermer yontucusu olmak istiyorum. Dünyanın efendileri, yöneticileri, medeniyet getiricileri ve düzen kurucuları zaten masal anlatıyorlar. Hem de o masallar, sinema salonlarında kapalı gişe oynuyor. Baksanıza, iftar vakti Gazze’de sofralara bombalar düşüyor. Yemek tabağının üzerine bir çocuğun parçalanmış elleri savruluyor. Kan ve gözyaşı birbirine karışırken, dünyanın sözde efendisi Trump, ABD’de Müslümanlarla iftar yapıyor. Orta Doğu’da barış için yürütülen diplomasiye vurgu yaparak, "Ramazanınız mübarek olsun" diyor. Ardından, ABD’deki Müslümanlardan gördüğü desteğe teşekkür ediyor. Trump’un iftara katılan Müslüman temsilcileri arasında ülkemizden katılım olmaması bizim açımızdan sevindiricidir.
Bugün Gazze, Zemzem suyu arayan Hazret-i Hacerlerle dolu. Zaman Gazze’de bitmiyor, çünkü uyku onlar için ancak ebedi bir uyku oluyor. Ancak ölürlerse derin bir uykuya dalabiliyorlar. Bu aktardığım cümlelerde bir anlatım bozukluğu yok, dünyanın çarpıklığı var sadece ortada. Şairin dediği gibi: “Yamukluk benden kaynaklanmıyor, dünyanın aldığı şekilden kaynaklanıyor.”
Amerika Birleşik Devletleri, artık eskisi........
© Milat
