Umrândan, Medeniyet ve Uygarlığa
Umrân kelimesi ilk olarak İbni Haldun'un meşhur eseri olan İber'in girişinde (Mukaddime) geçer ve “Umrân İlmi” nin temel kavramları burada yer alır. İbni Haldun, umrân kelimesini, yeryüzünde insan topluluklarının kurduğu veya kurabileceği medeniyetlerinin tümünü, yani bir bütün olarak medeniyet kavramını içerecek biçimde kullanmaktadır. Bu kavramın genellikle “medeniyet” anlamında kullanımına rastlanır. Ama yine de bir birbirine paralel bir kavram olmadığını beyan edelim.
İbni Haldun üzerine okuma yapan kimi yazarların ortak fikri umrân kavramının maddî gelişmelerle orantılı bir kavram olmayacağını belirtirler. Onlara göre umrân, insanın hayatını daha çok sürdürmesine katkı sağlayacak, devamlılığı koruyacak her şeyin bu kategoride alınması gerekir. Buradan anlaşıldığı üzere, umrânın çoğunlukla günümüzde anlaşıldığı haliyle “medeniyet” olarak kavramsallaştırılması, farklı terimlerin-kavramların tek tipleştirmek anlamına gelecektir. Bu da İbn Haldûn’un düşünce dünyasında kullandığı kavramın bağlam dışı bir hâl almasına neden olacaktır. İbni Haldun’un umrânında manevi unsurlar da vardır. Ahlak, din, devlet, toplum, sanat, dayanışma vs.
Bu hususlar ihmal edilerek yalnızca maddi-teknolojik gelişmelerin dikkate alınması ve bunun da medeniyet olarak anlaşılması İbn Haldûn’un gösterdiği ufku mahdut bir hale getirecektir.
Bugün medeniyet kelimesini........
© Milat
